İLERİYE DOĞRU ATILAN YİRMİ ADIM (JORGE BUCAY)
·
Öneriler
1. Başkalarıyla
paylaşmak için önerdiklerinin üstünden geç
2. Önce
kendi hakkında, daha sonra başkaları hakkında düşün
3. “yapabilirim”
“istiyorum” dan önce gelsin
4. Başkasının
bakımına ve kararlarına bağlı olmayı geride bırak
·
Sorunu karmaşıklaştırmayalım, ama amacımızı
da gözden yitirmeyelim.
İLK
ADIM – KENDİNİ TANIMAYA ÇALIŞ
·
Yaşamın keyifli bir şey olduğunu fark
etmişsek ve yaşamaktan memnunsak, yapmak istediğimiz çok şey olduğunu
biliyorsak ve yapacaksak, Sabahları uyanınca kendimizi sık sık neşeli
hissediyorsak o zaman doğum günü kutlama arzumuzu yüreğimizde duyarız. Bir yıl
daha yaşamış olmanın sevincini başkalarıyla paylaşırız. (9)
·
Çoğumuz başkalarına doğum günü armağanı
alarak ve onları düşünerek yaşarız, ama hemen hiç kendimize doğum günü armağanı
vermeyiz.
·
İnsanın kendi kendisiyle kurduğu iyi
ilişkiyle desteklenmiyorsa, başkalarıyla yapıcı bir ilişki kurulup
güçlendirilemez. (9)
·
Kendini keşfetmek;
o
Kendimi görmemi engelleyen örtüyü kaldırmak
o
Maskelerimi bir kenara bırakmak
o
Kendime ve başkalarına olduğum gibi görünmek
o
Olduğum şeyin, tüm yaptıklarımın ve
söylediklerimin sorumluluğunu almak
·
Tüm kadim kültürlerin her birinde ve hepsinde
çok eski zamanlardan beri insana eşlik eden varoluşsal sorular; (10)
o
Ben kimim?
o
Nereye gidiyorum?
o
Kiminle gidiyorum?
·
İçimiz
ve dışımız arasındaki sınırı asla açıkça göremeyiz. (11)
·
Toplumsalı bireyselin önüne geçirmememiz
gerekir. Herkes işe kendi gelişimiyle işe koyulursa toplumun da daha sağlıklı
olacağını düşünüyorum.
İKİNCİ
ADIM – ÖZGÜRLÜĞÜNE KARAR VERMEK
·
Özgürlüğü kendine bağışlamak, “insanın
istediği zaman istediğini yapması olduğunu” söyleyen kaba ve yalancı kavramdan
söz etmiyorum. Bu kavram iktidara ilişkindir, özgürlüğe değil. Böyle bir şey
insanüstüdür ve yoktur, ama ötekisi olanaklıdır, arzulanandır ve gerçektir.
(15)
·
Özgürlük, herkesin belli bir anda karşısına
çıkan seçeneklerden birini (bazen birden fazlasını) seçme hakkı ya da
olanağından ne fazladır, ne eksiğidir. Özgürlük
olanaklar arasından seçim yapabilme kapasitesidir. (15)
·
Yaptığı seçimin getirdiği sorumluluğu
azaltmak için “yapacak başka bir şey yoktu” demek çoklarının işine gelir.
·
İnsan azınlık da olsa, birinin kaprisi
nedeniyle başkalarının çektiği ıstıraplar, uğradıkları haksızlıklar hakkında
soru sormaya, soru sormaya, araştırmaya yeltenebilir. Tek gözetmemiz gereken bu
özgürlüğün başkalarının haklarını ihlal etmemesini sağlamaktır, yakınmamıza
dahil olmak istemeyenleri etmemeliyiz, protesto ya da isyan etme biçimimiz aynı biçimde düşünmeyenleri yok etmek üzerine
tasarlanmamalı, çabalarımız daha iyi bir dünyanın inşası için bir araya
getirilmelidir.(17)
·
Özgürlük “EVET” ile “HAYIR” arasındaki
farktır. Bu yanıtlardan birini ya da ötekini seçme hakkı beni özgür biri ya da
bir köle yapar. (seçimim için sıklıkla ödemek zorunda kalacağım yüksek bedel
değil) (Octavio Paz)
·
Uzun zaman birlikte gezen aşk ve delilik
sevgili olmuşlar ve durumdan da çok memnunmuşlar. Ama hiçbir şey sonsuza dek
sürmez. Bu kadar esriklikten, kontrolsüzlük ve belirsizlikten yorulan aşk,
rehberini bir yana bırakarak mantıkla evlenmeye karar vermiş.
Aşk
kararında yanılmamış çünkü rehberliğini mantık alınca, tehlikeler ortadan
kaybolmuş, güvensizlikler de tehlikelerle birlikte yok olmuş.
Hiçbir
şey kusursuz değildir. Aradan zaman geçince, bu kadar güvenin son derece
huzurlu olduğunu bildiği halde, aşk fena halde sıkılmaya başlamış. Uzun uzun
düşünüp fanteziyle tartıştıktan sonra, aşk iki karar vermiş: Mantıkla evliliği
sürdürecekmiş, ama arada bir eski sevgilisi ve dostu delilikle görüşerek ona
kapılacak ve kendini kaybedecekmiş, daha sonra yenilenmiş olarak mantığın
güvenli kollarına dönecekmiş. (20)
ÜÇÜNCÜ ADIM - KENDİNİ AŞKA AÇ
·
Kendimizi seviliyor hissedemez ve birini
yoğun, söz vererek ve verdiğimiz sözleri tutarak, çıkar gütmeksizin sevmezsek
kendini gerçekleştirmek diye bir şey söz konusu değildir. (21)
·
Duyguları tanımlamaya kalkmak çok zordur, bir
şeyler eksik kalır.
·
Kendimizi açmamız gereken aşk gündelik,
olanaklı, “birini çok sevdiğimizde” her gün hissettiğimiz şeydir. (21)
·
Sevmek, başkasının iğliği için hissettiğimiz
saf ilgi.
·
Bizim için önemli olan değil, bize onun için önemli olduğumuzu hissettiren
en az bir kişiyle ilişki kurmuş olmamız gerektiğine inanıyorum.
o
Başarılarımızın her birini içtenlikle tebrik
eden
o
Zamanımıza ve seçimlerimize saygı gösteren
o
Bizi mallarının listesine eklemeden
dostluğumuzdan zevk duyan
o
Anlaşamadığımız dönemlerde, kızgınlıklardan
ve tartışmalardan sonra bile sevildiğimizi hissettiren
o
Bir kızgınlık ya da öfke neticesinde artık
bizi sevmediğini açıklasa, bizi affetmeyeceğini söylese bile iyi durumda
olmasını istediğimiz ve iyi haberlerini almak istediğimiz biri.
DÖRDÜNCÜ
ADIM – GÜLÜŞÜN AKSIN
·
Yaşamınıza iyi bir mizah kotası eklemek.
“nüktekarlıktan” söz etmiyorum; özel ve farklı bir mizah duygusundan söz
ediyorum; büyük bir espri anlayışından. Dada sağlıklı olmak ve davranmak için
gülümsemekten söz ediyorum. (28)
·
Mizah kendi beceriksizliklerimizden,
saçmalıklarımızdan ve aptallıklarımızdan, çoğu zaman da işleri fazlasıyla
ciddiye almamızdan kaynaklanır.
·
Gülmek bedene endorfin salgılatan üç
etkinlikten biridir. Her organizmanın salgıladığı bu maddeleri beden kendi
üretir ve inanılmaz bir sağaltıcı güçleri vardır: analjeziktirler,
antienflamatuardırlar ve yenileyicidirler. (28)
·
İnsanın kendine gülebilmesi başımıza gelen
kimi tuhaf ve saçma olaylarla baş etmenin tek gerekli koşuludur.
·
Ne zaman yapabilirsen gülümse, senin için zor
olsa da gülümse, sen izin vermezsen hiçbir şeyin neşeni kaçırmayacağını
öğreneceksin, ıstırap veren bir nedenle arada ağlaman gerekmesinin hüznü bile
neşeni kaçırmayacaktır. (34)
BEŞİNCİ
ADIM – DİNLEME KAPASİTENİ ARTTIR
·
Dinlemeyi öğrenmek bize o kadar da zor
gelmemeli.
·
İki kulağımız, tek bir ağzımız var, bize
konuştuğumuzun iki katı kadar, dinlememiz gerektiğini hatırlatmak için. (Talmud) (35)
·
Dinlemek DİNLEMEK’tir.
·
Dinlemek ne değildir;
o
Söylediğime bir ara verip soluklanırken ötekinin
birkaç laf izin vermek,
o
Bir konuşma kendi düşüncemi açıklayacak
fikirleri bana ulaştırabilecek bir dostla buluşma
o
Kendisi de dinleyen biriyle karşı karşıya
geçip sırayla konuşmak
·
Dinlemek, öteki kişinin bana söylediğiyle
aynı fikirde olup olmadığımı analiz etmek ve anlamak için gösterilen etkin ve
kendini vermeyi gerektiren bir çabadır, onun bana söylediğini ve benim kendime
söylediğimi bilmem gerekir.
·
Neden kendimizi içten ve açık bir konuşmaya
açmak bu denli zor?
o
Kişisel üzüntülerimizin bir kısmını dinlemeyi
reddettiğimiz bu anlara borçlu olduğumuz
o
Kendi inançlarımıza gömülürüz ve onları
ayakta tutabilmek için kesin doğrular, temel aksiyonlar olduklarına inanırız.
o
Bildiklerimizi abartır, bilmediklerimizi
küçümseriz.
o
Çocukluğumuzda yanlış öğrendiğimiz şeylere
sığınır, kendimizin ve başkalarının önünde yanılmış olduğumuzu ifade etmekten
utanç duyarız.
o
İşimize gelmeyen ve bize acı veren gerçekleri
kabul etmeye yanaşmayız
o
Üstünlüğümüzü göstermeye bilmediğimizi
öğrenmekten daha fazla değer veririz.
·
Benim davranışlarımı değerlendirebilen ve
bana kendim hakkında bilgi verebilenleri dinlemek esastır. Kişiliğimin kendi
bakışımın kör noktalarında gizlenen bu yönlerini keşfedebilmenin biricik yolu
da çoğu kez budur. (36)
·
Çok fazla yakınan, durmadan verip veriştiren
ve sorumluluğu daima başkasının üzerine atan kişilere güvenmem. Bunun insanın
eksikliklerini sürekli hale getirmesinin bir yöntemi olduğunu izlemişimdir.
İnsan yakınmaya devam ettikçe elinden bir şey gelmez, çünkü yakınmak eyleme
geçmesini, içinden dışarıya doğru bu değişimleri başlatmasını sağlayacak
enerjinin çok büyük kısmını tüketir. (37)
ALTINCI ADIM – ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE
ÖĞRENMEYİ ÖĞREN
·
Dinlemek, her şeyden önce her konu hakkında
bilmediklerimizi öğrenmemizi sağlar. Ne kendimizin ne de başkalarının gerçeğin
tümüne sahip olmadığını fark eder ve kendimizi başkalarının gerçeğiyle
tamamlamaya odaklanırız. Bu elbette alçakgönüllü olmayı gerektirir, çünkü
öğrenmek her zaman alçakgönüllü bir davranıştır. (41)
·
Yaşam yeni şeyler keşfetmektir ve herkes için
anlamı da gelişmektir.
·
Öğrenmeyi öğrenmek, bildiğimizi ve
bilmediğimizi bilmektir, kendimizi başkalarının bilgisiyle zenginleştirmektir.
(41)
·
Zamanla başkalarının da kendi gerçeklerinin
olduğunu görürüz. Onları saf dışı bırakmaya çalışıp başaramayınca kendi
seçkinler listemize dahil eder ve gerçeği bunlarla aynı paydada buluşuruz. (44)
·
Herkes belli anlarda gerçeğin küçücük bir
bölümüne ulaşabilir, bu hepimizi aydınlatan büyük gerçeğin bir yansısıdır. (44)
YEDİNCİ ADIM – HER ZAMAN İÇTEN OL
·
Bize içtenlik ve saygıyla davrananlara karşı
sevecen olmak zor değildir, ama bize sevimli davranmayanlara sevecen olmak hiç
de kolay olmayabilir. Kendi dertlerine gömüldüğü için bizi görmeyen komşumuza
selam vermeye, iki dakikalığına caddenin karşısına geçmeye karar vermek.
“Tatsız günlerinden” birini yaşayan biri karşısında barışçıl bir tavırla
gülümsemeyi öğrenmek. Bu ileri doğru atılmış büyük bir adımdır.
·
İnsanın kendini gerçekleştirme yolunu mutlak
bir yalnızlık içinde, yol arkadaşı, başkalarının bakışları ve sevgisi olmadan
kat etmeyi denemesinin zor olduğunu biliyorum. Sevgi olmadan kimse uzağa
gidemez. Çevresindekilerle sevgi ilişkisi kurmadan, kimse ufku göremez. Hiç
kimse sevilmeden zafere ulaşamaz. (45)
·
Boyun eğdiğimiz ve başkalarına boyun
eğdirdiğimiz bu gündelik kötü davranış biçimini bir kenara bırakmak hepimizin
sorumluluğudur. (45)
·
Antik Yunanlılar kızmanın kolay olduğunu, ama
doğru zamanda, doğru kişiye ve doğru miktarda kızmanın bilgelik olduğunu
söylerdi. Günümüzdeyse sürekli huysuzluklarıyla yaşamı dar eden, kendi var
oluşuna duydukları öfkeyi taşıyarak dolaşan ve kendi acıklılıklarına suç ortağı
arayan insanlardan etkilenmeden ve bizi de yakmalarına izin vermeden
aralarından sıyrılmak bilgelik gerektiriyor olabilir. (46)
SEKİZİNCİ ADIM – İÇİNİ VE DIŞINI DÜZENLE
·
Önce yapılması gereken şeyi önce yapmak,
sonra geri kalanla ilgilenmek gerekir. Her şeyin sırası ve zamanı vardır.
Hiçbir şeyi gelişi güzel yapmamak, yerleştirmemek, gelişigüzel davranmamak
gerekir, kaygı ve özensizlik işe yaramaz. (50)
·
Özgürlük ve kendini akışa bırakma becerisi
bazı şeyleri düzene koymakla çelişmez, her şeyle ilgilenmek istiyorsak,
öncelikli olanla önce ilgilenmemiz, daha önemsiz konuları geriye bırakmamız
şarttır.
·
İhtiyaçlarımı kendi kişisel gerçekliğim
çerçevesinde sınıflandırmayı öğrenmem ve her şeye gereken önemi vermeyi bilmem
gerekir; ne daha fazlasını ne daha azını.
·
Önceliklerden ve ayrıcalıklardan söz ederken
çok temel iki özelliği göz ardı etmememiz gerekir;
o
Hiçbir listenin kesin ve değişmez olmadığı,
yaşamımın o anına bağımlı olduğu,
o
İstediği kadar önemli olsun, kendi düzenimin
başkalarınınkiyle çakışması için hiçbir neden yoktur.
·
Umutsuzluk içinde kim bilir kaç kez
eşimizden, ebeveynlerimizden, komşumuzdan, yöneticimizden “hemen” meselemizi
halletmemizi istedik, önce bizim sorunlarımızla ilgilenmesini istedik çünkü
bizim için ilk sırada acil, kaçınılmaz ve ertelenemezdi. Çünkü bizim “taşımız”
en büyüğüydü, ama belki de o taş başkalarının sıra bekleyen sorunları arasında
bir kum tanesiydi. (50)
·
Bazı şeylerin daha önemsiz görünmesine karşın
öğle olmadıklarını ve onlara zaman ayırmak gerektiğini öğrendim. (51)
DOKUZUNCU ADIM – KENDİNİ İYİ BİR
SATICIYA DÖNÜŞTÜR
·
Satmak “kendini satmak” değildir, ötekine ne
olduğum ve yaptığımı ne kadar iyi yaptığım hakkında doğru bilgiyi
ulaştırmaktır. Etken ve çekici bir biçimde verebileceklerimi sunmaktır. (53)
ONUNCU ADIM – İYİ ARKADAŞLAR SEÇ
·
Daha fazlasına sahip olma ve daha fazla
harcama yarışı kimin yanımızda olduğunu kaydetmemize engel olurken, orta sınıf
kentli için hafta sonları giderek anlık zevklerin kovalamacasına dönüşüyor. Her
şey günden faydalanmak için erken kalkmak gerektiğine, tenis oynamak
gerektiğine, ilk gidip en iyi yeri kapmak için depar atmak gerektiğine vb
işaret ediyor. Çoğunlukla da hiçbir şeyi kaçırmamak için kendimizi
kaybediyoruz, başkaları açısından namevcut oluyoruz, yaşadıklarımızı
dostlarımızla gerçekten paylaşmak zevkinden mahrum kalıyoruz. (57)
·
İnsan sevdiklerini unutarak hiçbir yere
varamaz. (59)
İLERİYE DOĞRU ON ADIM DAHA
·
Halk bilgeliği bir işten ya da sorundan
sürekli uzaklaşmanın kaçmak olduğunu öğretir. Bu kaçınamadığımız bir korkunun
ya da sorumsuzluğun simgesidir. Bir an uzaklaşmak ve sonra dönüp ne yaptığıma
bakmak, dinlemek, neyi aşmış olduğumu kavramak, bir sonraki mücadeleye
hazırlanmak ve geride bıraktığım engeller için kendimi kutlamak için biraz
duraklamak çok iyi bir fırsattır. (60)
ONBİRİNCİ ADIM – SAHİP OLDUĞUN BİLGİYİ
ÖNYARGISIZCA YENİLE
·
Tüm bildiğin, yaptığın, olduğun, sahip
olduğun, inandığın hepsi seni buraya kadar getirmeye yaradı. Nasıl devam
etmek?, Nasıl daha uzağa gitmek?
Artık,
Henüz
bilmediğini,
Henüz
olmadığını,
Şimdiye
kadar yapmadığını,
Neyse
ki sahip olmadığını,
Ve
inanmadığın her şeyi kullanmanın zamanıdır. (62)
·
Sık sık yaşadığımız bir tehlike, yeni şeyler
öğrenme arzusuyla, bir zamanlar bildiğimiz ya da elimizde olanı yenilemez ve
gözden geçirme gerekliliğini unutmamızdır. İçinde yaşadığımız dünya o kadar
hızlı evriliyor ki, bu dikkatsizlik bizi kısa süre içinde hiçbir şey bilmemiş
olan ya da bilmeyenle aynı duruma sürükler. (62)
·
Deli olmak insanların sandığı gibi onları
tuhaf şeyler yapmaya iten bir itki değildir. Gerçek delilik her zaman aynı şeyi
yapmak ama sonuç farklıymış gibi davranmaktır. (63)
ONİKİNCİ ADIM – YARATICI OL
·
İnternet erişiminin giderek kolaylaştığı,
iletişimin giderek hızlandığı bir dünyada, herkes anında tüm gezegenin sonsuz
olanaklarından haberdar olabilmekte ve elindeki ürünü sunabilmektedir. Bu nedenle
kendimizinkini farklı, yenilikçi ve tekil kılmamız gerekmektedir. İşte bu
yaratıcılıktır. (65)
·
İnsanın gelecekteki eylemini düzenlemesinin
en az iki yolu vardır.
1. Yetişkinin
bilgisini ve deneyimin ciddiyetini temel almak ya da,
Bellek
ve mantık kendimizin ve başkalarının deneyiminin hata yapmamız için bizi nasıl
yönlendireceğini belirler. Varsayımsal olarak sonuç istediklerimizin çoğunu
elde ederek amacımıza ulaşmaktır.
Akıl
Deneyim ve kesinlik
Uygun davranış
Daha az hata
Daha çok şey elde etme
Alkış
Kabul
Deneyimin
sesini biraz kısarsak yaratıcı yanımızı uyandırırız, her zaman yeni ve farklı
bir tarafı olanı keşfederiz, itici gücümüz merak olur ve yenilikçi yanıtlar,
orijinal önerilerle ortaya çıkarız. Başarıyı garantilemese de, daha az tekdüze
bir yolun garantisidir, eğlenmek ve gelişmek olanağı sunar. Dizge farklı
olacaktır:
Duyarlılık
Keşif merakı
Yaratıcı davranış
Daha fazla hata
Daha çok şey öğrenme
Eğlence
Gelişme
2. İçimizdeki
çocuğun canlılığına, yeni şeyleri deneme merakına sığınmak.
Kitabın şu an satışı yok. Okumak isteyenler için paylaşım iyi bir fırsat sunuyor, teşekkürler. En kısa zamanda tamamını okuma imkanı bulmak dileğiyle..
YanıtlaSil