GÖMÜLÜ ŞAMDAN STEFAN ZWEIG
Dua etmek mucizevi bir şeydi. Büyük vaatlerle kokuyu uyuşturuyor, şarkı söylercesine bir vaazla ruhun dehşetini uyutuyordu; yürekteki ağırlığı hafif hafif mırıldanan kanatlarıyla tanrı katına çıkıyordu. Bu yüzden zor durumda dua etmek iyiydi, beraber dua etmek daha da iyiydi, çünkü beraber taşındığında ağır her şey hafifleşirdi, birlikte yapıldığında bütün hayırlar tanrının gözünde daha iyiydi.Çocuklar korkunca bağırır, erkekler düşünür.
Beden dinlenirken akıl daha iyi çalışır.
Her zaman zenginlikten kötülük doğar, pahalı her şey soyguncuları kendine çeker.
Sor evladım istediğin gibi, korkmadan sor. İnsanlar için bilmemek, sormaktan daha kötüdür. Kim çok soru sorarsa çok şey anlar. Kim daha çok şeyi anlarsa o kişi adil olur.
Duyularla yalnızca görünen şeyler kolayca algılanır, yalnızca maddi olan ele gelir, toprak, ahşap, taş ve tunç gibi elle tutulur. Bu yüzden diğer halklar kendilerine görünür şeylerden, ahşaptan, taştan ve işlenmiş tunçtan tanrılar yapmışlardır. Ama biz (Musevi), sadece görünmeyene bağlıyız, bilincimizin üstünde bir bilinç arıyoruz. Bütün çilemiz ele gelene tutunmayıp hep arayışta olma ve görünmeyene sonsuza dek bağlı kalma arzumuzdan doğuyor.
Görünmeyene bağlanan, elle tutulana sağlanandan daha güçlüdür, çünkü elle tutulan geçicidir, diğeriyse kalıcı.
Yedi rakamı, rakamlar içinde özel ve önemlidir, çünkü tanrı dünyayı ve insanı yedi günde yaratmıştır.
İnsan sahip olmanın elinde tutmak olmadığını, haiz olmanın muhafaza etmek olmadığını hep unutur; toprağı ayağının altında hissetti mi oraya evini diker, ağaçların kökleriyle birlikte vatan toprağına bağlanmak ister.
Bu dünyada adaletin haklı olanın değil, güçlü olanın yanında olduğunu daha sonra anlayacaksın. Kaba kuvvet her zaman kendi isteğini zorla yaptırır, dindarlığın dünyevi bir gücü yoktur.