4 Kasım 2016 Cuma

GÖKYÜZÜNE KÖK SALMAK “BİLGELİK BİLİNCİ” (IŞIK YAZAN)

GÖKYÜZÜNE KÖK SALMAK 

“BİLGELİK BİLİNCİ” 

(IŞIK YAZAN)

  • Gerçek, sana asla suallerine bulacağın cevaplar tarzında gelmeyecektir. Sorgulanyan bir farkındalık durumunda gelir.
  • Sizin işiniz en yüksek farkındalıkla içinizdeki ışığı aramaktır.
  • İnsan hakkında söylenebilecek en önemli doğru; kendinin kim olduğunu bilmeyişi ve kendini bedeni zannedişidir.
  • Rüyalara gerçeklik atfettiğiniz sürece onların kölesisiniz.
  • Gerçekte bizim geçmişimiz yok ve bizler bir süreç değiliz. Biz büyüyüp gelişmeyiz, Çürüyüp bozulmayız her şeyi rüya olarak görürken gerçekte onun dışındayız.
  • Bilgelikte için zenginleştikçe, dışın sadeleşecektir.
  • Önemli olan, hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.
  • İlahi sistem, sana soyut olan varlığını fark edebilmen için sana önce somut varlık’mışsın zannını veren bir zannettirme programını varlığın olan bilincine yükler ki, bunun adı ego-zihin programıdır.
  • Ego, insanı kendisi zanettiği yapay konumda tutar.
  • Tanrıya ulaşmayı arzu haline getiren ve onu arayışta olan ego’dur.
  • Mutluluğu arıyorsan ona erişemezsin çünkü mutluluk bir yan üründür. Mutluluk hiç bir zaman hedef olamaz. Çünkü mutlu olduğunda sen orada değilsindir.
  • İnsanın yaşamında sorular değil, durumlar vardır.
  • Mutluluk senin başarabileceğin bir şey değil, keşfedebileceğin bir şeydir.
  • Varoluş, senin kader planını diğer tüm kader planlarıyla uyumlu olarak ve herkese ben seçtim duygusu ve zanları içerisinde sürdürür.
  • Sen, kaçınılmaz ve değiştirilemez olan kader senaryosundaki bütün olayları, sana yaşattıkları, tanık olarak izleyerek fark eden, fark ederek olgunlaşansın.
  • Arayışını yitiren, bulmayı da umamaz.
  • İnsan ruhunun “zaten var olan sevinç ve coşkusunu fark edemediği, sebepsiz mutluluğa ulaşamadığı sürece, “yapmak” ile kurtulmayı çare olarak görür. Bu mutluluk değil, meşguliyettir.
  • Bir beklenti, bir mutluluk umudu, bir ideal ya da gelecekten vazgeçilmediği sürece ego’yu yaşayacağız.
  • İnsan, güveni ve sevgiyi maddesel menfaatlerine kurban etti.
  • Neyin üzerine konsantre olursanız, o canlanır, realiteniz olur ve sizin yaşadığınız şey haline gelir.
  • Gücünüz içinizdeki ışığınızla aynıdır, sevginiz ile aynıdır, içinizdeki kaynak ile yani içinizdeki tanrı ile aynıdır.
  • Akıllı insan, zor durumlardan kurtulmayı bilen, bilge kişi de böyle durumlara hiç girmemeyi bile kimse olarak tanımlanır.
  • İlişkiden öteye bir aşk söz konusu ise, ona güvenle teslimiyetle gelişir, BİZ haline dönüşürsün.
  • Bilgelik, gerçeğin yaşanmasıdır. Gerçek an’dadır ve hep vardır.
  • İnsan, aklıyla anlayamayacağı gerçeği ancak varlığıyla deneyimleyerek fark edebilir.
  • Yapılan herhangi bir şeyde gerginlik hissediyorsan, bil ki yapmakta olduğun şey yanlıştır.
  • Fiziksek biçiminiz zayıflar, etki alanınız daralır, dünyanız büzülmeye başlar. Sonra yıllar önce geldiğiniz yere geri dönersiniz. Bilincin biçimden ayrılışıdır bu.
  • Biçimin terkine doğru yaklaşırken, korku ve umutsuzluk yaşanmasının sebebi; İnsan için yaşamanın, tamamen dışa, dışta yapmaya, edinmeye, onu korumaya , dışta tatmin olmaya odaklanışıdır.
  • Dünyasal kuralların hak etme üzerine kurulu oluşu gibi, biz ilahi sistemin de böyle olduğunu zannediyoruz. Oysa, yüceliş, huzur ve mutluluk sana “hiç bir şey” karşılığında zaten verilmiştir.
  • Var olduğun için hak edersin, hak etmeye gerek yoktur.
  • Yaşam kendiliğinden ve doğal bir seri değişimdir.
  • Geçmişten ve gelecekten bilinçli bir gayret ile özgürleşmedikçe, gerçek özgürlüğün kapısını açamazsın.
  • Zihin seni zamanda tutsun diye icat edilmiş bir mekanizmadır.
  • İki gözün somutu, üçüncü gözün ise soyutu fark etmeye yönelik cihazlarındır.
  • Tanrısalda olmak, an’daki yaşamdır.
  • Beklersen, bekleme ve umut, arzuya dönüşür. Arzu ise seni, tanrısalın içine dolması için bu an’da bırakmaz.
  • An zaman aralığı olmayan bir çizgidir ve orada zaman yoktur.
  • Zinin an’da duraklamaz, sadece yok olur.
  • Senin bu yaşamda bilincine aldığın şey, sana göre vardır ve bilincinden çıktığı anda yoktur.
  • Gerçek,  bilinçten hiçbir zaman kaybolmayandır.
  • İnsan ihtiyaçsız bir varlık olarak yaşasaydı, kendi gücünü fark etmesi ve daha yüksek bilinçlere ulaşması mümkün olmazdı.
  • Zevk, bedenseldir.
  • Var oluş, yegane hakikattir.
  • Balığın, denizin içinde olup denizi bilmemesi gibi, insan da tanrı içindedir fakat tanrıyı arar durur.
  • Varlık, varoluşun dışına çıkamaz.
  • Sen ancak düşünürken “birisi” sindir. Düşünce yokken sadece “ben” halinde, “varlık” halindesindir.
  • Amaç edinmek dualite yaratır.
  • Bilge tercihsizdir, seçimsizdir.
  • Gerçek ifade edilmez ve ifade edildiği anda o artık gerçek değildir.
  • Aşk, dünyada olan olup, dünyadan olmayan gerçekliktir.
  • Sevgi ancak, diğerinde gerçekten varsa ve gönülden gönüle akarsa algılanır, hissedilir.
  • Aşk, insandan gelir görünüşte olup, tanrısalın, kutsalın yaşanışıdır.
  • Her insan, varlığından varoluşa giriş yapabilen bir kapıdır.
  • Ölüm, olmadığını fark ediştir, hiçleşiştir.