19 Eylül 2015 Cumartesi

DÜNYALARI BEN YARATTIM     (Banu Kalaycı) 


Zihin
·         Üçlü Sistem Nedir?
1)     Zihin, yaratıcı bölümü oluşturmaktadır. Neye inanacağını seçer, inanır, inandığını gerçek yapmak için deneyimleri oluşturacağı platformu hazırlar.
2)     Beden, deneyimin içinden geçer ve deneyimi içselleştirir.
3)     Ruh, deneyimi kaydeder.

  • İnandıklarımız, hayatımızın görünen kısmını yaratıyor. 
ZİHİNSEL Algılara Genel Bir Bakış
  • Bilinmesi gereken en önemli ve en gerçek şey insanın yapamayacağı bir şeyin olmadığıdır. (s11)
  • Zihni alışık olduğu şekilde düşünmekten çıkarmazsak, hayatımız hiç bitmeyen hikâye gibi, her gün aynı şekilde kendini tekrarlamaya devam edecek. Ancak, farklı düşünürseniz bugünden farklı bir gerçekliğe uyanabilirsiniz. (s12) 
Düşünce Kalıpları (s13)
  • İçinde yaşadığımız ortam, inançlarımız ve beslenme şeklimiz doğaldan uzaklaştıkça, beden kendini şifalandırma özelliğini tam olarak yerine getiremediği gibi, kendini hastalandırmaya da başlamıştır.
  • Yaşadığımız yer, içinde bulunduğumuz çevre, içine doğduğumuz yüzyıl bize düzenli olarak kendi doğrularını enjekte ediyor.
    • Para kazanmak zordur
    • Islak kafayla dışarı çıkma, hasta olursun
    • Yalınayak yere basma, karnın ağrır
    • Terliyken su içme, üşütürsün
    • Uykunu alamazsan sersem gibi olursun
    • Üniversite okumazsan para kazanamazsın
    • Sigarayı bırakırsan, kilo alırsın
    • Seksten keyif alan kadınlar hafif kadınlardır
    • Bir erkeğe-bir kadına ondan hoşlandığını asla belli etmeyeceksin, kaybedersin
    • Çocuksuz evlilik olmaz
Bu örneklerdeki gibi tüm inançlar, doğum anından sonra kişinin bilincine; aile, bakıcı, televizyon, okul, öğretmenler, arkadaşlar tarafından kazınmaya başlıyor. Bu inanışlar bir süre sonra kişi farkına varmadan onun hayatını yönlendirmeye başlıyor.
  • Neye inandığını fark et, inandıklarının sana hizmet edip etmediğini sorgula, etmiyorsa artık ona inanma, inanacak ve seni mutlu eden başka bir kalıp bul ve ona inan.
  • Paranın zor kazanıldığını düşündüğünüz için zor kazanıyorsunuz. Parayı kolay kazanan insanları bulmaya, onlarla sohbet etmeye, onları internete taşımaya başlıyoruz. Zihnimiz, paranın kolay kazanılabileceğini idrak edene kadar, onu besliyoruz. Ve nur topu gibi bir kalıbımız oluyor. 
Evrensel Hipnoz
  • Anneler, yeni doğmuş bebeklerini kucaklarında sarar, hafif hafif sallarken “piş, piş, pişşş” demeye başlar. Çok içgüdüseldir bu. Ama yaptığımız, aslında çocuğa anne kokusu, sallama hareketi ve sesle güvende olduğunu ve susması, rahatlaması gerektiğini söylemektir.
  • Farkındalık arttığı sürece, hiç yoktan hipnoz alanının kullanılmaya çalışıldığını bilir, ona göre seçimimizi yapar hale geliriz.
  • Film aralarında oluşturulan reklamlar, bilgisayar ekranında birden beliren sonra yok olan ekran afişleri… Bunların bir çoğu, hipnoz gerçeğini bilen reklamcılar tarafından yönlendirilmektedir.
  • Hipnoza en açık olduğumuz zamanlardan biri, uyku sürecidir. Zihin, siz uyurken tüm bilgileri toplamaya devam edebilmektedir.
    • Asla ve asla televizyonun karşısında uyuklamayın, çocuklarınızın uyumasına izin vermeyin
    • Uyuduğunu düşündüğünüz ve hatta uyuduğundan emin olduğunuz çocuklarınızın yanında münakaşa etmeyin
    • Her ne olursa olsun kötü şeyleri değil, iyi şeyleri düşünerek uykuya dalın.
    • Sahnede yapılan hipnoz gösterilerinde bulunmayın.
    • Sabah kalktığınızda ve gece yatarken en az yirmi dakika televizyon, gazete ve acılı şarkılardan uzak durun
    • Çok güvenmediğiniz birinden asla hipnoz seansı almayın ve eğer alacaksanız, yanınızda güvendiğiniz birinin olmasını ve sizinle ters açıda oturmasını sağlayın.
    • Gün içinde sürekli tetikte olun ve düşünce kalıplarını, daha zihninize girmeden, havada yakalayın. Her yakaladığınız kalıpla beraber “bu benim doğrum mu” sorgulamasını yapın. 
Düşünce Kalıpları Bulurken
1.     Benlik Kalıpları
“Ben” diye başlayan tüm cümleler; Gerçekle alakası yoktur, sadece yıllar içinde deneyimlemiş ya da konuşma sonucu o kanıya varmış, onu benlik kalıbı haline getirmişsiniz ve gerçekliğinizi bu yönde yaratmaya başlamışsınızdır.
Hepsi değişmeye açık kalıplar olmakla beraber, önce kalıp olduklarının farkına varılması gerekmektedir.
2.     Aile
a.     Erkek evlendikten sonra, kadın doğum yaptıktan sonra değişir, bambaşka insan olurlar.
b.    Yuvayı dişi kuş yapar, evin sıcaklığını kadın sağlar
c.     Erkek aldatır, kadın göz yumar
d.    Çocuk büyüdükçe derdi de büyür
3.     Sağlık
a.     Grip; ilaç alırsan bir haftada, almazsan yedi günde geçer
b.    Kış geldi, hastalıklar başlar
c.     Mikroplar, öpüşmek ve el sıkışarak geçer
Fiziksel gücümüzü de tehdit ettiğinden, çok dikkatli olunması gereken inanç yapılarıdır.
4.     Para
a.     Para zor kazanılır
b.    Para aslanın ağzındadır
c.     Para insanın elinin kiridir
5.     İş
a.     Bu devirde iş bulmak zordur
b.    Salla başını al maaşını
c.     İşinde patron ne derse onu yapacaksın, kendini garantiye alacaksın
d.    İş, mutlu olduğun yer değil, para kazandığın yerdir
e.     Ne kadar çok çalışırsan, o kadar çok kazanırsın
6.     İlişkiler
a.     Bir yaştan sonra insanın dostu olmaz
b.    Aşkın ömrü en fazla üç yıldır
c.     İnsan sevdiklerini düzenli aramalıdır, aramıyorsa sevgisi tartışılır
7.     Yaşamsal
a.     Yaşamak zor iştir
b.    Mutluluk, Kaf Dağı’nın ardında bir kuştur.
c.     Hayat zordur
Beyin ve zihin, yaratım sürecinin ilk başladığı mekanizmadır. İnanç yapımızdaki çatlakların ve olumsuz kalıpların her farkına vardığınızda ve değiştirdiğinizde, aslında hayatınızın görünür kısmını da değiştiriyor olacaksınız.

Bedensel Hücre hafızası
  • Zihinsel düşünce kalıplarıyla uğraştığımızda, bedensel hücre hafızasını da değiştirmezsek, bedenin titreşimi ve hafızası zihnin işleyişini tekrar etkilemeye başlayacaktır.
  • Su hafızayı en iyi barındıran maddelerden biridir. Yaşadığımız her şey bedenimizdeki suda kayıtlıdır.
  • Beden, aynı şekilde ve aynı titreşimde yaşamına devam ettiği sürece, hem kalıpları değiştirmemiz zorlaşacaktır hem de beden yoğun eski titreşimiyle eski düşünce kalıplarını geri çağıracaktır. Bunun için yapılması gereken;
    • Zihin kalıplarıyla ilgilenmeye başlayıp onların üzerinde çalışırken ve değiştirirken bol su içmeniz gerekmektedir.
    • Düzgün ve terlemeye dayalı spor yapmanız, buhar banyosyu ve saunaya girmeniz de çalışmalarını kolaylaştıracaktır. 
Madde Enerjisi (s33)
  • Anın içinde olduğumuz zaman, kendimizle bağlantıya en kolay geçtiğimiz zamandır.
  • Bizi olumsuz etkileyen, zihnimizdeki olumsuz kalıplar bedensel hücre hafızasıdır.
  • İçinde yaşadığımız ve etrafımızı sarmış eşyalar ve bu eşyaların hafızası da etkilidir
  • Evimizdeki her eşyaya, sizin evinize geldiği günden beri ya da varsa gelmeden önceki sahibiyle yaşamış her hafızayı içine emmiş ve her gün buram buram dışarı yayan bir makine gibidir.
  • Ne kadar ihtiyacınız olmayan maddeye sahipseniz, o kadar işiniz var demektir. Onlardan hangi hızla kurtulursanız, o hızla zenginleşip özgürleşeceksiniz.
  • Maddenin var oluş mantığı, bize hizmet ediyor olmasıdır. Eğer bize hizmet etmiyorsa, biz onlara hizmet eder hale geliyoruzdur.
  • Madde enerjisini nasıl temiz tutabiliriz?
    • Bütün evi gözden geçirdiniz. Sadece kullanımı olmamasına dikkat ederek evinizden çıkartıyorsunuz. Kullanmaman kriteri, maksimum bir yıl olmalıdır.
Hem kullanmadığınız ve kullanım alanı çok olmayan bir eşyanız var, hem de evinizde kalsın istiyorsanız, onu kesinlikle altı ayda bir kullanıyorsunuz ve peşinden yine kesinlikle yıkıyor ya da güzelce siliyorsunuz.
    • Evinizin temizliğini maksimum haftada bir düzenli yapıyorsunuz. Evinizin her köşesine ıslak bez, su değmeli. Su muhteşem bir enerji dengeleyicisidir.
    • Evinizde çok fazla süs eşyası varsa ve bunların kalmasına karar verildiyse, yıkandıklarından veya sulu bir bezle silindiğinden emin olmalısınız.
    • Yatak odanızın çok sade ve gereksiz tüm eşyalardan arınmış olmasına dikkat etmelisiniz.
    • Ailenizden kalmış kolye, bilezik, yüzük.. Temizlemeden takmayın. Temizlemek için tuzlu su dolu olan bir kabın içinde bir tam gün bekletmeniz yeterlidir.
Kristaller çok muhteşem enerji yansıtıcılarıdır. Kristali hangi enerjiyle doldurursanız neredeyse yüz katını size geri yansıtacaktır. 15 günde bir enerjisini sıfırlayın.
    • Kimseye ayıp olmasın diye, kendinize ayıp etmeyin ve hoşlanmadığınız hediyeleri eve doldurmayın, giymeyin. 
Beden (s43)
  • Beden, kişinin kendisiyle ilgili yapacağı hiçbir çalışmada ayrı tutulamaz. Öneminin farkında olarak, sürekli ve ince ince üzerinde çalışılmalı, çok dikkat edilmelidir. 
Beslenme (s44)
  • “Doğal Ürün” derken belirtmeye çalıştığım, içinde kimyasal ve koruyucu maddelerin en az bulunduğu, hatta mümkünse hiç bulunmadığı ürünleri bedenimize almalıyız.
  • Bedeninizin size sürekli doğru sinyal verdiğinden emin olabilmeniz için, kan ve şeker değerlerinize doktor kontrolünde düzenli baktırıyor olmanız şarttır.
  • Bedenimizi dinleyip, onun ihtiyaçlarına hizmet eden beslenme programı uyguluyoruz
  • Süt içiyorsak mümkünse günlük süt, ekmek doğal ve koruyucusuz, meyve ve sebze hormonsuz
  • Elimizden geldiğince porsiyonları küçültüyoruz
  • En doğrusu, kişinin yeme ihtiyacını diyetisyen eşliğinde belirlemesi ve bunu hayat tarzı haline getirmesi
  • Bedenimize aldığımız her besinin kendi içinde bir enerji yükü vardır. Bu besinlerin enerji alanının da mümkün olduğu kadar temiz olmasını sağlamaktır. Siz yemeden önce, yemeğinize yüklenmiş her türlü enerjiyi, onu yediğiniz anda bedeninize almaktasınız. Sofranızı dolduran her türlü yiyeceğin, sofranıza gelene kadar içinden geçtiği her türlü süreç çok önemlidir. Yiyecekler de etraflarında ve kendilerinde olan her şeyi hafızalarına kaydetmektedir.
  • Çiçeklerin ve sebzelerin kendileriyle yapılan konuşmalara, bu konuşmaların içeriklerine titreşimsel olarak cevap verdikleri, öldürülmeden önce diğer hayvanların ölümüne şahit olan çiftlik hayvanlarının salgıladığı korkuya dair hormonların pişirildikten sonra bile hala varlığını sürdürdüğü belirtilmiştir.
  • Yemek; pişirme sürecine (yıkama, kesme, temizleme vs) en çok yemeği pişiren kişinin enerjisinden etkilenir.
  • Neler yapabiliriz?
    • Seçim şansınız varsa, seçtiğiniz hep kimin elinden çıktığını bildiğimiz yemekler olsun
    • Mutsuz, sinirli, asabi modayken sevdiklerinize yemek yapmamayı seçin
    • Evinizde, yemeği iş olarak gören bir yardımcınız varsa, ailece yiyeceğiniz bu yemeğin sizin elinizden çıkmasına özen gösterin
    • Yiyecek alışverişi yaptığınızda, kasada ödediğiniz para için söylenmek yerine, şükretmeyi, gülümsemeyi tercih edin.
    • Evinizde ya da dışarıda bir şey yemeden önce, yiyeceğe sevgiyle bakın ve bedeninize girmeden önce “Sevgi-Ahenk-Huzur” enerjisiyle dolduklarını hayal edin. 
Vitaminler ve Mineraller (s49)
  • Bedenin kendini şifalandırma özelliği olduğunu unutamayız.
  • En önemli nokta bağışıklılık sistemidir. Olası hastalıkları iyileştirmeye çalışmak yerine bağışıklılık sistemini güçlü tutmak, yapılacak en mantıklı çalışmadır. 
Uyku (51)
  • Uykunun kendi içinde narkoz etkisi mevcuttur, uykuya hangi rul haliyle girerseniz o ruh haliyle kalkarsınız. Mümkünse;
    • O günün berbat olayları tekrar tekrar düşünerek
    • Hayatın olası en kötü senaryolarını çizerek
    • Mutsuzken
    • Huzursuzken
    • Sinirliyken
Uykuya dalmayın.
    • Yatak odanızın, sadece seviştiğiniz, uyuduğunuz, huzur bulduğunuz alan olmasına özen gösterin
    • Yatak odasında televizyon seyretmeyin
    • Televizyon açıkken uykuya dalmayın
    • Cep telefonu, internet bağlantısını yatak odasından uzak tutun ve uyurken kesinlikle kapalı olmalarına özen gösterin
    • Yatak odasında asla ve asla kavga etmeyin
    • Yatak odasını oturma odası gibi kullanmayın ve başkalarının enerjisiyle bölünmesine izin vermeyin, herkesin girebileceği bir alan olmasın
    • İhtiyacınız olmayan hiçbir eşyayı yatak odanızda tutmayın
    • Çok gerekmedikçe, yatak odanızın resimlerinin insanların elinde dolaşmamasına özen gösterin. (Dergilerde çıkan “özel alan” tanıtımları gibi)
Yatak odası, bizim hayattan koptuğumuz alan olarak düşünülür. Her boyutta temiz, özenli ve sevgi dolu olmasını sağlayın.
  • Kaliteli bir 5 saat, kalitesiz 10 saatlik uykudan çok daha doyurucu ve besleyicidir.
  • Yatmadan hemen önce banyo yapın, günün gereksiz yüklerinden kurtulun ve iyi şeyler düşünerek uykuya dalın. 
Seks (s53)
  • Seks kişinin hayatla bağlantısını, başka bir kişi üzerinden evrenle bağlantısını belirlemektedir. Uygun ve doygun duygularla yapıldığında en önemli derin düşünme araçlarından biridir.
  • Sekse dair içimizde barındırdığımız tüm kalıpların gözden geçirilmesi, seksin utanç içerdiği, ayıp olduğu yargılarından kurtulmak, kişiyi özgürlüğe taşıyacak çalışmaların başında gelir ve çok önemlidir.
  • Sevmediğinizi düşündüğünüz, sevgi hissetmediğiniz birisiyle cinsel ilişkiye girmeyin.
  • Seksi uyuşmak ve unutmak için kullanıyorsanız, buna dikkat edin, hatta kullanmaktan vazgeçin, kullanmayın.
  • Sekste olan şey, enerji boyutunda şudur; farklı ya da benzer titreşimdeki iki beden birleşir ve orgazm anında (özellikle iki kişi orgazmı aynı anda yaşıyorsa) bu iki enerji bedeni, tek bir enerji bedenine dönüşür ve bundan hemen sonra da “o benim enerjim, al bu da senin” demeye fırsat kalmadan, bu enerji topu, ortadan ikiye bölünür ve taraflarca paylaşılır. İşte bu yüzden körle kalkan şaşı kalkar.
  • Seks için seksten uzak durun
  • İki ayna karşılıklı olarak birbirine tutulduğunda nasıl sonsuzluğa uzanan bir görüş olursa, iki kişinin de seksten alacağı his birbirlerinin üzerinden ve yardımıyla sonsuzluğa açılır olma hissi gibidir. Aynı hisse yoğun meditasyonla, bedeni ağır acıya maruz tutmakla, günlerce tüm insanlardan uzak kalan ve hiç konuşmadan ulaşan üstatlar da mevcuttur. 
Regl Dönemi (s56)
  • Kadın doğası, bedeninde bulunan en iyileri ve en değerlileri, olası döllenmenin en sağlıklı ve mükemmel şekilde olabilmesi için saklar ve döllenmenin olmadığı zamanlarda da regl kanaması olarak bedeninden atar. Bu dönemde kadın 2 farklı travma yaşar;
    1. Döllenmediği için, psikolojik olarak çöküş yaşar, Sanki işini yapamamıştır, becerememiştir, yeteri kadar iyi değildir ve seçilmemiştir.
    2. Kadın, o dönemde biriktirdiği en faydalıları bedeninden atar. Ne olduğunu anlayamaz ve kaybediş hissine girer.
Bedenden atıklarının aslında en önemlisi, sadece bedenin kendisinin ürettiği ve dışarıdan alındığında aynı özellikleri taşımayan ve etkiyi vermeyen iyottur.
  • Bu dönemde uygun ve düzenli beslenmeye özellikle özen gösterilmeli, vitamin ve mineral takviyeleri ihmal edilmemelidir. 
Alkol-Sigara-Uyuşturucu-vs (s58)
  • Bunların bedensel enerjinizi her şekilde düşürdüğü konusunda net olmalısınız. “Bana kendimi iyi hissettiriyor”, “Rahatlamamı sağlıyor” gibi söylemlerin hikâyeniz olduğunu unutmamalısınız.
  • Bu maddeler keyif vericiler olarak çeşitli şekillerde sunulur, etrafımızdaki ve medyadaki kullanımıyla desteklenir, deneme safhasına gelindiğinde bu kadar insan da yanılıyor olamaz ki denilip aslen keyif vermeyen zamanlarda şartlar zorlanır ve akabinde bedensel ve zihinsel bağımlılığa sebebiyet verilir. Bedene hiçbir yararı yoktur.
  • Kişiyi bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak uzaklaştırırlar. 
Oksijen Alımı-Açık Hava-Spor (s59)
  • Beden için nefes, çok önemlidir. Nefes çalışmaları, ruhsal çalışmalarda çok önemli bir yer tutar ve ciddi bir kolaylaştırıcıdır.
  • Düzgün nefes alımı, kişinin özüyle bağlantısını kolaylaştırır.
  • Nefes çalışmalarında kişi, eski ve artık işine yaramayan enerji blokajlarına çok hızlı ve efektif bir şekilde ulaşabilir ve çok kolay bir şekilde bunları değiştirebilir.
  • Spor beden için gerekli ve önemlidir. Bedendeki enerji akışını artırır, bedeni geliştirir, enerji blokajlarının kolay açılmasına yardım eder. 
Masaj (s60)
  • Bedene haftada bir sunulması gereken bir ihtiyaçtır.
  • Cildimizin tüm bedenimizi kaplayan organımız olduğu düşünülürse ona gereken ilgiyi ve korumayı vermelidir.
  • Masaj, rahatlama, keyiflenme ve zindeleşme sunduğundan beden üzerinde etkileri büyüktür. 
Ve Her Şey (s60)
  • Bedenimizle ilgili ve bedenimizde kullandığımız her şey bedenimizi etkiler. Tüm kıyafetlerinizden, kullandığımız diş macununa kadar, ilaçlar, güzellik malzemeleri, deterjanlar, uyuduğumuz yatak vb farkında olun
  • Alışverişlerde en doğal olanına doğru yönelin
  • Başkalarının eşyaşlarını kullanırken enerji temizliğini yapın ya da yaptırın. 
Ego Oyunları ve Şükran Prosesi (s62)
  • Size saçma sapan bile gelen bir çalışmanın etkinliği, o çalışmayı deneyimlemeden bilemezsiniz ve aslında bu sizin yorum yapabilme yetinizi elinizden alır.
  • Ego’muz değişimden hoşlanmaz. Ego sizi kendisiyle bir zanneder ve siz her değişim için adım attığınızda, kendisinin ve tabii ki sizin de öleceğinizi düşünür. Ama değişme konusunda niyetliysek onu ciddiye almıyor olmamız gerekir.
  • Olumlu düşünün der dururlar. Neden mi düşünemiyorlar?
Şartlanmalarımız, yaşam biçimimiz, eğitimimiz sonucunda yapılan araştırmalar göstermekte ki beyin çalıştığı tüm zaman diliminin %97-98 kadarında olumsuz düşünmeye kaymaya şartlanmış ve öyle düşünüyor
  • Zihin, birden bire sürekli olumlu düşünmeye başlayamaz. Onu eğiterek, sürekli olumlu düşüncenin içine çekilebilmesini sağlayabiliriz.
  • Zihin ne kadar olumlu düşünürse o kadar olumlu yaratım yapar.
  • Olumlu yaratımlar için egzersizler;
    1. Zihnin eğitilmesine, olumlu düşünme oranını her geçen gün arttırmasına yardımcı olur.
    2. Bedensel enerjinizi yükseltir. Şükran hissi, hisler sıkalasında en yükseklerde bulunan duygulardan biridir.
    3. Şükran projesi nasıl yapılacak?
Her gün 5dk. Kendinize ayıracaksınız. Telefona bakmayacak, başka şeylerle ilgilenmeyeceksiniz. Mümkünse sesli değilse sessiz hayatınızda şükran duyduğunuz şeyleri 5 dk. Boyunca bölünmeden saymaya başlayacaksınız.
Ø  Sağlıklı bir bedenim olduğu için şükran duyuyorum
Ø  Sevdiğim işi yaparak para kazanabildiğim geçindiğim için şükran duyuyorum
Ø  Hayatta var olan güzellikleri görebildiğim için şükran duyuyorum
Ø  Sevdiklerim hayatta ve yakınımda için şükran duyuyorum
Ø  Değerli, anlayışlı ve çok komik arkadaşların olduğu için şükran duyuyorum
Ø  İçinde yaşanacak bir evim olduğu için şükran duyuyorum
….
Söylüyorsunuz. Beyin 5 dk. şükranda kalmamak için her oyunu oynayabilir. Oyuna gelmeyin.
  • Şükran projesinin daha etkili olduğu anlar vardır.
    1. Uykuya dalarken narkoz etkisi gösterir. Yatağa girdiğinizde şükranlarınızı yaparak uyumanız
    2. Uykudan uyandığınızda yine beyin dalgalarındaki değişim sebebiyle daha derinden etkiler ve yeni güne başlamadan algınızı daha olumlu bir yere çeker.
    3. Araba kullanırken de etkilidir. Gözün açık olduğu zamanlar beyin dalgalarının en etkin değişim gösterdiği zamandır.
  • Değişim sürecinde Ego’nun sesiyle iç sesinizi karıştırmamak ve egonun korku salan ve değişimi manipüle etmeye çalışan sesine rağmen yürümeye devam etmektir.
  • Şükran projesi; antibiyotik alır gibidir. Yapmaya başladığınızda, gelişiminizi görmek için her gün düzenli yapmanız gerekmektedir. Bir gün bile unuttuğunuzda, çalıştığınız enerjiniz ve zihniniz, hemen geri kaçışlar yaşayabilir. 
Benim Canım Egom (s67)
  • Ego bebektir; ilgilenmek, dinlemek ama karar aşamasına gelindiğinde çok ciddiye almamak gerekir.
  • Değişiminizi durdurmak için manipülasyonda aslında tek amacı vardır; sizi korumak, kendince ölmenizi engellemek.
  • Her yeni şeye başladığınızda, içinizde sizi kemiren; “yapamazsın! Ne gerek var ki? Türünden sesler duyduğunuzda tüm gürültüyü çıkartan değişim ve ölümü bir tutan, egonuzdur. Sesi ilk duyduğunuzda “seni duyuyorum” demeniz çok önemli krize girip çığlık atmaya başlamaması için. Tam gözünün içine bakarak; “Seni duyuyorum hayatım ama bir sorun yok, ben hallederim, güvendesin.” Demeniz çok önemli.
  • Ego sadece 21 gün konuşur. 21 gün dayanabilirseniz, bildiğinizi yapıp devam ederseniz, o yeni olan şeyi hayatınıza sokup korumayı becerebilirseniz Ego bu sefer çılgınlar gibi onu korumaya başlar. 
Çakralar (s70)
  • Doğduğumuz günden beri yaşadığımız her şey, bizde duygu yaratır. Eğer bu yaratılan duygu doğru şekilde yaşandıysa, bedenin üzerinden de akar ve gider.  Duygu anda yaşanmıştır. Akışın içinde var olmuş ve gelecek anların olumsuz şekilde etkileyecek bir sorun oluşturmamıştır. Ama bazı durumlarda; çok korktuğumuz, çok kızdığımız, çok utandığımız, söylemek istediklerimizi söyleyemeden kaldığımız, nefret ettiğimiz gibi durumlarda, bu enerjinin akışını doğru şekilde sağlayamayız ve bunu bedenimizde tutmaya devam ederiz. Kendini doğru şekilde ifade edemeyen her his enerji akışının bir yerinde düğüm oluşturur.
  • Temel olarak 7 çakra vardır. Bedenimizde ve tüm enerji alanımızda değişik büyüklüklerde binlerce çarka bulunmaktadır.
  • Kişi bir anlık bile olsa, kendi yarattığı koruma alanı olmadan, tehdit saydığı gerçeklikle kalabilir. Düşünce kalıbı temizlenmediğinden, kişi olası en kısa şekilde kalıbını aktive edecek ve çakranın akış düzenini yine bloke edecektir.
    1. Düşünce kalıbı temizlenmeden dışarıdan müdahaleyle çakraların temizlenmesi komedidir. Dışarıdan alınan müdahale belki 12-18 saat etkili olabilir.
    2. Kişi, kendi kendine çarka temizliğini öğrenmelidir.
    3. Sizden yardım istenmeden ve haber vermeden, sakın ve sakın insanlara enerji, şifa vb. vermeye kalkmayın.
  • Kök Çakrası;  Kuyruk sokumuna çok yakındır. Tüm gücümüzü, yaşamda ilerleyebilme ve kararlar alabilme dirayetimizi kök çakrasından alırız. Kök çakrasındaki akışta daralma olan insanların, mor renge doğru çekildikleri, mor kıyafetler giymek istedikleri, mor eşyalar almaya başladıkları gözlenmiştir.
  • Seks Çakrası; Hayatta keyif aldığımız her şeyi temsil eder. Dışarıdan gözüken rengi turuncudur. Dişil bir enerjisi vardır ve kadınları etkileyişi çok farklıdır. Yaratıcılık, tamamen bu alanda gizlidir. Kadınlarda büyük sorunlar yaratabilir; çünkü bazı kültürlerde kadınlar hep etrafını beslemek ve kendilerini yok saymak üzere eğitilmişlerdir. Bu bölgenin aktif olmaması ya da düzgün çalışmıyor olması, kendini unutkanlık olarak gösterir.
  • Solar Plexus Çakrası; Kaburgaların birleşim yerinin hemen altındadır. Tamamen dünyasal olan kişisel güç, buradan gelir. Bu çarka düzgün çalıştığında üçüncü göz çakrasını da kendiliğinden aktive etmeye başlar. Temizlenmemiş tüm negatif hisler buraya birikir. Bu bölgeye uygulanacak herhangi bir tensel temasta çok dikkatli olmak gerekir, bazı duyuları aktive edebilir. Masajda ya da sevişirken ağlayan insanların açıklaması buradan gelmektedir. Bastırılmış hisler negatif kalıpların yarattığı duygusal tetikleme, kendiliğinden ve kontrolsüz ortaya çıkabilir. Ağlama başladıysa, yapılacak en mantıklı şey, onu kendiliğinden durmadıkça durdurmamak olacaktır.
  • Kalp Çakrası; Sevgiyi deneyimleme ve deneyimletme tecrübesinden etkilenen çarkadır. Kalbin biraz daha sağ tarafında kendini gösterir. Sol taraftan yapılan sıkı, içten bir sarılma bile, bu bölgeyi aktive eder ve besler. Sevgi, affetmek, takdir etmek, şükran duymak bu çakrayı besler ve düzgün çalışmasını sağlar. Negatif hislerin bedende fazla taşınıyor olması, bağışıklılık sistemini zayıflatır.
  • Boğaz Çakrası; Boğaz bölgesindedir. Rengi mavidir. Dünyayla kurduğumuz tüm ilişki, kendimizi dünyaya ifade ediş şeklimiz bu bölgeyi etkiler. Düzgün çalışmadığını, boğaz ve boyunda oluşan hasarlardan anlayabilirsiniz. Kişinin korkularından sıyrılıp kendi gerçekliğine yol alması ve ifade etmesi bu çakrayı düzene sokacağından, tüm bu rahatsızlıkları ortadan kaldırabilir. Söylemek istediğiniz ama söyleyemediğiniz şeyleri, illa da muhatap olduğunuz insana söylemeniz gerekmemektedir. Bu enerjiyi yazarak, kendi kendinize konuşarak da bedeninizden atabilirsiniz. Dengeleme düzgün yapıldığında ruhani rehberler, sizinle bu çarka üzerinden iletişim kurarlar.
  • Üçüncü göz çakrası; Alnın tam ortasındadır. Duru görü ve bilinmeyeni bilme, görünmeyeni görme bu çakranın aktive olmasıyla olur. Yeni doğan çocuklarda bu çarka genellikle açıktır. Eğitim ve inanç sistemleri aktivasyonu devreye girdikçe, yavaş yavaş kapanmaya başlar.Düzgün çalışmasına geri dönmesi için, inanç sistemleri, üzerinde çalışmak, bütünlük aralığını birebire indirgemek için çalışmalar yapmak gereklidir. Çok yoğun enerji akımı verilerek de açılması mümkündür. Bu çakranın düzgün çalışması için, koşulsuz ve saf sevgi olmazsa olmazdır. Koşulsuz sevgi, kişinin dıştan görünen maskeleriyle değil, ruhuyla bağlantı kurmak, kişinin ruhunu kendi ruhuyla görmek demektir. Şifalandırma çalışmalarında yine bu çarka kullanılmaktadır. Şifacının bu çakrası ne kadar temizse şifa etkileşimi o kadar etkili olur. Üçüncü göz çakrası, kendimizle olan bağlantı noktamızdır.
  • Taç çakrası; Kozmik farkındalık kapısına bu çakranın düzgün işleyişiyle ulaşılır. Düzgün çalışma alanında siz, sadece bilirsiniz. İşleyiş sağlıklı olduğunda, mor ya da beyaz olarak kendini gösterir. Tüm diğer boyutlara, bu çakranın düzgün çalışmasıyla ulaşılabilir. 
Sağlıklı Olmak Ne Demektir?
  • “Hastalık yok, her şey illüzyon, ben düşünce gücümle her şeyi çözerim” safsatasına asla girilmemelidir. Beden-Zihin-Ruh, zaten o bilinçte olabilseydi, hastalık yaratmazdı.
  • Yaratılmış ve artık kendini göstermiş bir hastalıkta, kesinlikle doktora danışılmalıdır.
  • Genetik olarak çocuklara sunulan şey, hastalığın kendisi midir, yoksa hücresel hafızada çocuğa geçen babasının düşünce kalıpları mıdır? Bir çocuk, bu düşünce kalıbını aktive ederken, diğer çocuk aktive etmediğinden birinin hastalanıp, diğerinin hastalanmaması mümkünmüdür? Düşünmek gerek. 
Hastalıkla İlgili Düşünce Sistemlerine Genel Bir Bakış
  • Bağırsaklar; Bağırsaklarla ilgili sorun yaşamayan kişiler genelde;
    • Hayatı ve hayatsal oluşumları çok fazla eleştirmeyen
    • Kalıpsal ve dönemsel mükemmellik anlayışına çok fazla takılmayan
    • Hayatın ona sunduğu lezzetle kabul edip, alması gerekeni alan ve işine yaramayanı zamanında tüküren kişilerdir.
  • Kabızlık; Duygularınızı göstermekten korkuyorsanız, birçoğunu ya da hepsini kendinize saklıyorsanız, paylaşma sorununuz varsa, artık kullanmadığınız halde hiçbir eşyanızdan ayrılamıyorsanız, hayatı ve insanları yargılıyorsanız, bir şeyi veya bir insanı zamanının geldiğini bildiğiniz halde bırakamıyorsanız, sizin için tuvalete gitmek, zaman zaman çok sancılı bir süreç olabilir.
  • İshal-Kusma; Bir düşünceyi, bir oluşumu ya da bir değişimi kabul etmek ve sindirmek yerine, bunu ani olarak reddettiğinizde, bu reddediş ve kabul etmeyiş kendini bu şekilde gösterir.
  • Şişmanlık;
    • Korunma ihtiyacını gösterir. Sanki dışarıdan size gelecek tüm zararlara karşı, bedeninizin üzerine bir katman örersiniz.
    • Bir şey kaybettiğinizi düşündüğünüzde, zihin bunun yerini hemen doldurmak ister, ani kilolar alınabilir.
    • Hayat sürecindeki ani değişimlerde kilo alındığı görülebilir.
    • Hayal gücü mevcuttur, yaratıcı güç oradadır ama harekete geçip yaratmak adına kullanılmadığında, bu da kişiyi şişirebilir.
    • Dünyaya uyum sağlamakta zorlanan bir ruh, sürekli olarak bedeni terk etmeye meyillidir. Kişi, yine kendini bilinçsiz olarak bir koruma mekanizması yaratır. 
Bölgesel Yağlanmalar
  • Bel Bölgesi; Bu bölge, tüm duyguların tutulduğu bölgedir. Sorumluluklarınızın arttığını düşündüğünüz dönemlerde bu bölgede yağlanma olduğu gözleyebilirsiniz. Bel, isteklerin, tutkuların, arzuların konumlanma merkezidir. Zevkin yaşanmasına imkân veren bölgedir. Hayata karşı tutularınızı bastırdığınızda, kendinizi özgür hissetmediğinizde, istediğiniz şeyleri istediğiniz gibi yapamadığınızda bel bölgesi genişler.
  • İş Adamı Göbeği; İş adamlarının, iş hayatında aktif olmaya başladıklarında göbek bölgesinde yağlanmanın da oluşmaya başladığını görürsünüz.
  • Evlilik Göbeği; Evlendikten sonra göbek bölgesinde yağlanma başlayabilir. İki kişi sürekli birbirini kontrol etmeye çabalar ya da kişi evlilikle beraber kendi özgürlüğünü kendisi kısıtlamaya başlar. Bu da yağlanmaya neden olur.
  • Annelik Göbeği; Bazı anneler doğumla beraber bebeğin ve anne olmanın eski özgürlüklerini ellerinden aldığına inanır. Bu inanış yaşantılarına yansır ve akabinde bu enerji akışındaki hasar, bedende tutulmaya başlar. Bu da yağlanmaya neden olur. 
Bedenin su tutması ve şişlikler
Bir şey olur ve siz ne olduğunu açık zihinle anlayamadan beden kendini korumak için su tutmaya başlar. Ani özgürlük kısıtlamalarında, ani hayatsal değişimlerde benzer tepkiler görülebilir.

Kalça ve Baldırlar
Risk alma kabiliyeti olmayan kişilerde bu bölgede yağlanma olur. Başkalarına ve başkalarının kararlarına bağımlı yaşarlar. Kendilerini tanımlarken “cesur” kelimesini hiç kullanmazlar.

Gögüsler
  • Kadınların kendilerini ifade ettikleri bölgelerden biridir. Dişilik, başkalarını besleme, vericilik, şefkat burada toplanır. Göğüslerinde gurur duyan bir kadın gördüğünüzde, dişiliğinden de gurur duyan bir kadınla karşı karşıya olduğunuzu anlayabilirsiniz.
  • Sarkık göğüsler; Kadınlığınıza güvenmediğinizde, duygusal olarak başkalarına bağımlı hayatlar yaşadığınızda yer çekiminden daha etkili bir sonuca sebep olur.
  • Göğüsteki kistler; Ciddi bir yara alındığının göstergesidir. Sevgide aldatılmışlık hissi, sebebini bilmediğiniz bir terk ediliş ve bunu kadınlığındaki eksiklikle birleştirmesinin sonucu olabilir. 
Kadın Üreme Organları
Bu bölgede sorun yaşanıyorsa yaratıcılığınızı bastırıyorsunuz demektir. Bu çocuk doğurmak da olabilir, resim yapmamak, kitap yazmamak da olabilir.

Sistit
Bu hastalığın bedensel olarak oluşabilmesi için cinsellik, utanç ve suçluluk duygusunun aynı kapta pişmiş olması gereklidir.

Rahim
Toplumsal düşünce kalıplarının arasında sıkışıp kalmış kişiler bu bölge ile alakalı sorunlar yaşayabilirler.

Vajina
Zevkin en yoğun yaşandığı ve ifade edildiği bölgedir. Seksle ve seksten keyif almakla alakalı sorunlar yaşıyorsanız, dönüp hayatınıza bakmanız gerekiyor.

Regl Dönemi
Eğer değişime ve dönüşüme açıksanız, bu dönemi hiç sorun olmadan atlatıyorsunuz.

Deri Hastalıkları
“Yaklaşma, uzak dur, bana zarar verebilirsin, sana zarar verebilirim, hayatıma girme” demenin başka bir şeklidir. Hayatlarına zor insan alırlar.

Enerji Kemirici Duygular
  • Dualite, sadece algısal bir şartlanmadır.
  • Hisler, bizim izdüşümümüzü gösterir. Kendi içlerinde iyi ya da kötü değildirler. Bize kendimizi iyi ya da kötü hissettirdikleri için bu damgayı yerler.
Utanç Duygusu
  • Kişinin kendini reddetmesinin en açık halidir. Sonradan öğretilmiş dayatma bir duygudur.
  • Çocuklara ayıp olarak öğretilen her şey, içinde yaşadığımız yıla, ülkeye, sosyal çevreye vs. göre hep ve her zaman değişmektedir. 
Suçluluk Duygusu
  • Suçluluk duygusunun size hizmet etmediğini anlamanız, bir tercih yapmanız gerektiğinin farkında olmanız gerekir. Tercihinizi suçluluk duymak yerine hatanızdan öğrenmek şeklinde kullanabilirsiniz.
  • Suçluluk duygusu da bize sonradan öğretilmiştir. 
Kıskançlık
  • İçten içe insanı yiyen ve çok rahatsız eden bir histir.
  • Kendini olduğundan aşağı gören insanın girebileceği bir histir.
  • Beğeni, gıpta etmek başka şeylerdir. O hisler kişiyi büyütür, gelişmesine yardımcı olur.
  • Hasret ve kıskançlık ise kişiyi küçülten hislerdir. 
Öfke
  • Çok güçlü bir enerjidir. Bedenden düzgün ve kontrollü çıkarılmadığında, kişiyi ve bedeni çok olumsuz bir şekilde etkiler. Kişi, öfke yönetimine sahip olmalıdır.
  • Öfke sizi kontrol ediyorsa, içinde bulunduğunuz kalabalıktan uzaklaşmanız ve yalnız kalmanız, bir süre için en mantıklısı olabilir.
  • Öfke enerjisinin bedeninizde kalmaması, hastalıkların oluşmaması açısından çok önemlidir.
  • Öfke, görüşü azalttığı gibi, duyumu da neredeyse yok eder. Öfkeli insana laf anlatmanız bu sebeple hemen hemen imkânsızdır.
  • Öfkeli insandan kendinizi korumak için ellerinizi önünüzde bağlamak ve otururken bacak bacak üstüne atmak olabilir. 
Acıma
  • Birisine acımayı seçtiğiniz zaman, aslında en derinden yaptığınız şey;
1.     Büyük resmi kaçırıyor olmanız
2.     Deneyiminizi ve doğal olarak kendinizi o kişiden daha üstün görüyor olmanızdır.
  • En olumsuz ve kişiyi en daraltan hislerden biridir. Üzerinde çok derinden çalışmak gerekir.
    1. Kendinize doğru olan yolculuğunuzda size kötü hissettiren duyguların peşinden giderseniz ve kesinlikle işinize yaramayan bir düşünce kalıbıyla karşılaşırsınız.
    2. İnsanların oyunlarına gelip, onların istediğini yapan kişi değil, kendi hayatını yöneten kişi konumuna geleceksiniz. 
Manipülatif Davranışlar
  • Dikkat etmeniz gereken alan, sadece size bunları kimin yaptığı değil, aynı zamanda sizin bu oyunları kimlere oynadığınızdır.
  • Eğer biz birisi ya da birileriyle bir şey yapıyorsak, oyunun kurallarını bir yerde belirlemişiz demektir. Sonra kişilerden biri ya da bir kaçı bu oyunu değiştirmek ister. İşte o zaman karşı taraftakiler sizi daha önce koyduğunuz kuralların içinde tutmak, oyunu değiştirmenizi engellemek, bir bakıma gelişiminizi durdurmak için peşi sıra aşağıdaki teknikleri sıralamaya başlarlar.
    1. Tehdit Etme; Tehdit korku yaratmaktır. Korku insanın hareket etme ve mantıklı düşünme kabiliyetini elinden alan hislerden biridir. Kişi korkmak yerine gücünde kalmayı seçerse, karşısındaki kişi %99 tehdit ettiği eylemi gerçekleştiremez. Çünkü amacı başını belaya sokmak değil, istediğini almaktır.
    2. Duygu Sömürüsü; Amacı suçluluk duygusu yaratmaktır. Karşınızdaki, sizde suçluluk duygusu yaratmak için çeşitli saçma cümleleri ardı ardına sıralayabilir. Eğer hissi olarak içine düşmez, oltaya takılmaz ve dışarıdan gözlemci olarak bakabilmeyi becerirseniz, çok eğlenebilirsiniz. Yok, eğer karşınızdaki başarılı olup size kendinizi suçlu hissettirmeyi başardıysa, enerjinizi düşürmüş ve tekrar eski oyununuzun içine düşmüşsünüz demektir.
    3. Sözler ve Zaman İstemek; Amacı vakit kazanmak ve yavaş yavaş enerjinizi düşürmektir. Mutsuzluğun, uzun vadeli enerji düşürücü özelliğine güvenir. “Bana biraz zaman ver”, “sana söz veriyorum dünyanın en anlayışlı adamına dönüşeceğim” vb. Daha ne olduğunun farkına bile varmadan, kendi gücünüzde durduğunuzu düşünürken, yıllar sonra bir bakarsınız, hayatta tutkuyla arzuladığınız hiçbir şeyi yapamamış ya da yapmak için çaba sarf etmemişsinizdir.
    4. Sebep Sonuç İlişkisine Dayandırma; Karşınızdakinin istediği, hayata kendi baktığı pencereye doğru sizi çekmektir. Karşınızdaki, çeşitli sebeplerden sizi dahil ettiği durumda söylediklerini yapmıyorsa ve aslında kendisine taahhüt ettiği şeyleri yerine getirmiyorsa, bu onun sorunudur. Siz bu kişiyle olmaya devam ederken, kendinize verdiğiniz taahhütleri bozuyorsanız bu da sizin sorununuzdur.Tüm bu durumlarda yapmanız gereken karşınızdaki insanı yargılamak değildir. Sadece oyunun yaratıcısı, kurucusu, oyuncusu olduğunuzu unutmayın ve neye karar verirseniz verin bunun keyfini çıkarın. 
Tatlı Küçük Öneriler
  • Rastlantı diye bir şey yoktur.
  • Siz istemediğiniz ve izin vermediğiniz sürece kimse sizin enerjinizi düşüremez.
  • Anda kalın, anda yaşayın, anda kararlar verin, anı kutsayın, ana şükredin.
  • Gelecek belirsizdir. Anda vereceğiniz kararlarla şekillenir.
  • İnsanlara söylediğiniz şeylere dikkat edin. Bundan daha çok sözlerin üzerine yüklediğiniz enerjidir.
  • Bir yerde kendinizi iyi hissetmiyorsanız, beslenmiyorsanız, büyümüyorsanız, belki kalkıp gitme zamanı gelmiştir.
  • Çocuklarınızla ilişkilerinizde, konuşan değil, örnek olan olun.
  • Farklı kültür, farklı bakış açısı, farklı yaşantılardan gelen insanlarla paylaşım içinde olmak sizi zenginleştirir.
  • Çocuklarınızın hayatı deneyimlemesine izin verin.
  • Uçakta meditasyon yapmayın.
  • Kendinize iyi davranın.
  • Çok su için
  • Cep telefonuyla fazla konuşmayın. 

Temmuz / 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder