DÜNYALARI BEN YARATTIM (Banu Kalaycı)
Zihin
·
Üçlü
Sistem Nedir?
1)
Zihin,
yaratıcı bölümü oluşturmaktadır. Neye inanacağını seçer, inanır, inandığını
gerçek yapmak için deneyimleri oluşturacağı platformu hazırlar.
2)
Beden,
deneyimin içinden geçer ve deneyimi içselleştirir.
3)
Ruh,
deneyimi kaydeder.
- İnandıklarımız, hayatımızın görünen kısmını yaratıyor.
ZİHİNSEL Algılara Genel Bir Bakış
- Bilinmesi gereken en önemli ve en gerçek şey insanın
yapamayacağı bir şeyin olmadığıdır. (s11)
- Zihni alışık olduğu şekilde düşünmekten çıkarmazsak, hayatımız hiç bitmeyen hikâye gibi, her gün aynı şekilde kendini tekrarlamaya devam edecek. Ancak, farklı düşünürseniz bugünden farklı bir gerçekliğe uyanabilirsiniz. (s12)
Düşünce Kalıpları (s13)
- İçinde yaşadığımız ortam, inançlarımız ve beslenme
şeklimiz doğaldan uzaklaştıkça, beden kendini şifalandırma özelliğini tam
olarak yerine getiremediği gibi, kendini hastalandırmaya da başlamıştır.
- Yaşadığımız yer, içinde bulunduğumuz çevre, içine
doğduğumuz yüzyıl bize düzenli olarak kendi doğrularını enjekte ediyor.
- Para kazanmak zordur
- Islak kafayla dışarı çıkma, hasta
olursun
- Yalınayak yere basma, karnın ağrır
- Terliyken su içme, üşütürsün
- Uykunu alamazsan sersem gibi olursun
- Üniversite okumazsan para kazanamazsın
- Sigarayı bırakırsan, kilo alırsın
- Seksten keyif alan kadınlar hafif
kadınlardır
- Bir erkeğe-bir kadına ondan
hoşlandığını asla belli etmeyeceksin, kaybedersin
- Çocuksuz evlilik olmaz
Bu örneklerdeki gibi
tüm inançlar, doğum anından sonra kişinin bilincine; aile, bakıcı, televizyon,
okul, öğretmenler, arkadaşlar tarafından kazınmaya başlıyor. Bu inanışlar bir
süre sonra kişi farkına varmadan onun hayatını yönlendirmeye başlıyor.
- Neye inandığını fark et, inandıklarının sana hizmet
edip etmediğini sorgula, etmiyorsa artık ona inanma, inanacak ve seni
mutlu eden başka bir kalıp bul ve ona inan.
- Paranın zor kazanıldığını düşündüğünüz için zor kazanıyorsunuz. Parayı kolay kazanan insanları bulmaya, onlarla sohbet etmeye, onları internete taşımaya başlıyoruz. Zihnimiz, paranın kolay kazanılabileceğini idrak edene kadar, onu besliyoruz. Ve nur topu gibi bir kalıbımız oluyor.
Evrensel Hipnoz
- Anneler, yeni doğmuş bebeklerini kucaklarında sarar,
hafif hafif sallarken “piş, piş, pişşş” demeye başlar. Çok içgüdüseldir
bu. Ama yaptığımız, aslında çocuğa anne kokusu, sallama hareketi ve sesle
güvende olduğunu ve susması, rahatlaması gerektiğini söylemektir.
- Farkındalık arttığı sürece, hiç yoktan hipnoz
alanının kullanılmaya çalışıldığını bilir, ona göre seçimimizi yapar hale
geliriz.
- Film aralarında oluşturulan reklamlar, bilgisayar
ekranında birden beliren sonra yok olan ekran afişleri… Bunların bir çoğu,
hipnoz gerçeğini bilen reklamcılar tarafından yönlendirilmektedir.
- Hipnoza en açık olduğumuz zamanlardan biri, uyku
sürecidir. Zihin, siz uyurken tüm bilgileri toplamaya devam
edebilmektedir.
- Asla ve asla televizyonun karşısında
uyuklamayın, çocuklarınızın uyumasına izin vermeyin
- Uyuduğunu düşündüğünüz ve hatta
uyuduğundan emin olduğunuz çocuklarınızın yanında münakaşa etmeyin
- Her ne olursa olsun kötü şeyleri değil,
iyi şeyleri düşünerek uykuya dalın.
- Sahnede yapılan hipnoz gösterilerinde
bulunmayın.
- Sabah kalktığınızda ve gece yatarken en
az yirmi dakika televizyon, gazete ve acılı şarkılardan uzak durun
- Çok güvenmediğiniz birinden asla hipnoz
seansı almayın ve eğer alacaksanız, yanınızda güvendiğiniz birinin
olmasını ve sizinle ters açıda oturmasını sağlayın.
- Gün içinde sürekli tetikte olun ve düşünce kalıplarını, daha zihninize girmeden, havada yakalayın. Her yakaladığınız kalıpla beraber “bu benim doğrum mu” sorgulamasını yapın.
Düşünce Kalıpları Bulurken
1.
Benlik
Kalıpları
“Ben” diye başlayan
tüm cümleler; Gerçekle alakası yoktur, sadece yıllar içinde deneyimlemiş ya da
konuşma sonucu o kanıya varmış, onu benlik kalıbı haline getirmişsiniz ve
gerçekliğinizi bu yönde yaratmaya başlamışsınızdır.
Hepsi değişmeye açık
kalıplar olmakla beraber, önce kalıp olduklarının farkına varılması
gerekmektedir.
2.
Aile
a.
Erkek
evlendikten sonra, kadın doğum yaptıktan sonra değişir, bambaşka insan olurlar.
b.
Yuvayı
dişi kuş yapar, evin sıcaklığını kadın sağlar
c.
Erkek
aldatır, kadın göz yumar
d.
Çocuk
büyüdükçe derdi de büyür
3.
Sağlık
a.
Grip;
ilaç alırsan bir haftada, almazsan yedi günde geçer
b.
Kış
geldi, hastalıklar başlar
c.
Mikroplar,
öpüşmek ve el sıkışarak geçer
Fiziksel gücümüzü de
tehdit ettiğinden, çok dikkatli olunması gereken inanç yapılarıdır.
4.
Para
a.
Para
zor kazanılır
b.
Para
aslanın ağzındadır
c.
Para
insanın elinin kiridir
5.
İş
a.
Bu
devirde iş bulmak zordur
b.
Salla
başını al maaşını
c.
İşinde
patron ne derse onu yapacaksın, kendini garantiye alacaksın
d.
İş,
mutlu olduğun yer değil, para kazandığın yerdir
e.
Ne
kadar çok çalışırsan, o kadar çok kazanırsın
6.
İlişkiler
a.
Bir
yaştan sonra insanın dostu olmaz
b.
Aşkın
ömrü en fazla üç yıldır
c.
İnsan
sevdiklerini düzenli aramalıdır, aramıyorsa sevgisi tartışılır
7.
Yaşamsal
a.
Yaşamak
zor iştir
b.
Mutluluk,
Kaf Dağı’nın ardında bir kuştur.
c.
Hayat
zordur
Beyin ve zihin,
yaratım sürecinin ilk başladığı mekanizmadır. İnanç yapımızdaki çatlakların ve
olumsuz kalıpların her farkına vardığınızda ve değiştirdiğinizde, aslında
hayatınızın görünür kısmını da değiştiriyor olacaksınız.
Bedensel Hücre hafızası
- Zihinsel düşünce kalıplarıyla uğraştığımızda,
bedensel hücre hafızasını da değiştirmezsek, bedenin titreşimi ve hafızası
zihnin işleyişini tekrar etkilemeye başlayacaktır.
- Su hafızayı en iyi barındıran maddelerden biridir.
Yaşadığımız her şey bedenimizdeki suda kayıtlıdır.
- Beden, aynı şekilde ve aynı titreşimde yaşamına
devam ettiği sürece, hem kalıpları değiştirmemiz zorlaşacaktır hem de
beden yoğun eski titreşimiyle eski düşünce kalıplarını geri çağıracaktır.
Bunun için yapılması gereken;
- Zihin kalıplarıyla ilgilenmeye başlayıp
onların üzerinde çalışırken ve değiştirirken bol su içmeniz
gerekmektedir.
- Düzgün ve terlemeye dayalı spor yapmanız, buhar banyosyu ve saunaya girmeniz de çalışmalarını kolaylaştıracaktır.
Madde Enerjisi (s33)
- Anın içinde olduğumuz zaman, kendimizle bağlantıya
en kolay geçtiğimiz zamandır.
- Bizi olumsuz etkileyen, zihnimizdeki olumsuz
kalıplar bedensel hücre hafızasıdır.
- İçinde yaşadığımız ve etrafımızı sarmış eşyalar ve
bu eşyaların hafızası da etkilidir
- Evimizdeki her eşyaya, sizin evinize geldiği günden
beri ya da varsa gelmeden önceki sahibiyle yaşamış her hafızayı içine
emmiş ve her gün buram buram dışarı yayan bir makine gibidir.
- Ne kadar ihtiyacınız olmayan maddeye sahipseniz, o
kadar işiniz var demektir. Onlardan hangi hızla kurtulursanız, o hızla
zenginleşip özgürleşeceksiniz.
- Maddenin var oluş mantığı, bize hizmet ediyor
olmasıdır. Eğer bize hizmet etmiyorsa, biz onlara hizmet eder hale
geliyoruzdur.
- Madde enerjisini nasıl temiz tutabiliriz?
- Bütün evi gözden geçirdiniz. Sadece
kullanımı olmamasına dikkat ederek evinizden çıkartıyorsunuz. Kullanmaman
kriteri, maksimum bir yıl olmalıdır.
Hem kullanmadığınız
ve kullanım alanı çok olmayan bir eşyanız var, hem de evinizde kalsın
istiyorsanız, onu kesinlikle altı ayda bir kullanıyorsunuz ve peşinden yine
kesinlikle yıkıyor ya da güzelce siliyorsunuz.
- Evinizin temizliğini maksimum haftada
bir düzenli yapıyorsunuz. Evinizin her köşesine ıslak bez, su değmeli. Su
muhteşem bir enerji dengeleyicisidir.
- Evinizde çok fazla süs eşyası varsa ve
bunların kalmasına karar verildiyse, yıkandıklarından veya sulu bir bezle
silindiğinden emin olmalısınız.
- Yatak odanızın çok sade ve gereksiz tüm
eşyalardan arınmış olmasına dikkat etmelisiniz.
- Ailenizden kalmış kolye, bilezik,
yüzük.. Temizlemeden takmayın. Temizlemek için tuzlu su dolu olan bir
kabın içinde bir tam gün bekletmeniz yeterlidir.
Kristaller çok
muhteşem enerji yansıtıcılarıdır. Kristali hangi enerjiyle doldurursanız
neredeyse yüz katını size geri yansıtacaktır. 15 günde bir enerjisini
sıfırlayın.
- Kimseye ayıp olmasın diye, kendinize ayıp etmeyin ve hoşlanmadığınız hediyeleri eve doldurmayın, giymeyin.
Beden (s43)
- Beden, kişinin kendisiyle ilgili yapacağı hiçbir çalışmada ayrı tutulamaz. Öneminin farkında olarak, sürekli ve ince ince üzerinde çalışılmalı, çok dikkat edilmelidir.
Beslenme (s44)
- “Doğal Ürün” derken belirtmeye çalıştığım, içinde
kimyasal ve koruyucu maddelerin en az bulunduğu, hatta mümkünse hiç
bulunmadığı ürünleri bedenimize almalıyız.
- Bedeninizin size sürekli doğru sinyal verdiğinden
emin olabilmeniz için, kan ve şeker değerlerinize doktor kontrolünde
düzenli baktırıyor olmanız şarttır.
- Bedenimizi dinleyip, onun ihtiyaçlarına hizmet eden
beslenme programı uyguluyoruz
- Süt içiyorsak mümkünse günlük süt, ekmek doğal ve
koruyucusuz, meyve ve sebze hormonsuz
- Elimizden geldiğince porsiyonları küçültüyoruz
- En doğrusu, kişinin yeme ihtiyacını diyetisyen
eşliğinde belirlemesi ve bunu hayat tarzı haline getirmesi
- Bedenimize aldığımız her besinin kendi içinde bir
enerji yükü vardır. Bu besinlerin enerji alanının da mümkün olduğu kadar
temiz olmasını sağlamaktır. Siz yemeden önce, yemeğinize yüklenmiş her
türlü enerjiyi, onu yediğiniz anda bedeninize almaktasınız. Sofranızı
dolduran her türlü yiyeceğin, sofranıza gelene kadar içinden geçtiği her
türlü süreç çok önemlidir. Yiyecekler de etraflarında ve kendilerinde olan
her şeyi hafızalarına kaydetmektedir.
- Çiçeklerin ve sebzelerin kendileriyle yapılan
konuşmalara, bu konuşmaların içeriklerine titreşimsel olarak cevap
verdikleri, öldürülmeden önce diğer hayvanların ölümüne şahit olan çiftlik
hayvanlarının salgıladığı korkuya dair hormonların pişirildikten sonra
bile hala varlığını sürdürdüğü belirtilmiştir.
- Yemek; pişirme sürecine (yıkama, kesme, temizleme
vs) en çok yemeği pişiren kişinin enerjisinden etkilenir.
- Neler yapabiliriz?
- Seçim şansınız varsa, seçtiğiniz hep
kimin elinden çıktığını bildiğimiz yemekler olsun
- Mutsuz, sinirli, asabi modayken sevdiklerinize
yemek yapmamayı seçin
- Evinizde, yemeği iş olarak gören bir
yardımcınız varsa, ailece yiyeceğiniz bu yemeğin sizin elinizden
çıkmasına özen gösterin
- Yiyecek alışverişi yaptığınızda, kasada
ödediğiniz para için söylenmek yerine, şükretmeyi, gülümsemeyi tercih
edin.
- Evinizde ya da dışarıda bir şey yemeden önce, yiyeceğe sevgiyle bakın ve bedeninize girmeden önce “Sevgi-Ahenk-Huzur” enerjisiyle dolduklarını hayal edin.
Vitaminler ve Mineraller (s49)
- Bedenin kendini şifalandırma özelliği olduğunu unutamayız.
- En önemli nokta bağışıklılık sistemidir. Olası hastalıkları iyileştirmeye çalışmak yerine bağışıklılık sistemini güçlü tutmak, yapılacak en mantıklı çalışmadır.
Uyku (51)
- Uykunun kendi içinde narkoz etkisi mevcuttur, uykuya
hangi rul haliyle girerseniz o ruh haliyle kalkarsınız. Mümkünse;
- O günün berbat olayları tekrar tekrar
düşünerek
- Hayatın olası en kötü senaryolarını
çizerek
- Mutsuzken
- Huzursuzken
- Sinirliyken
Uykuya dalmayın.
- Yatak odanızın, sadece seviştiğiniz,
uyuduğunuz, huzur bulduğunuz alan olmasına özen gösterin
- Yatak odasında televizyon seyretmeyin
- Televizyon açıkken uykuya dalmayın
- Cep telefonu, internet bağlantısını
yatak odasından uzak tutun ve uyurken kesinlikle kapalı olmalarına özen
gösterin
- Yatak odasında asla ve asla kavga etmeyin
- Yatak odasını oturma odası gibi
kullanmayın ve başkalarının enerjisiyle bölünmesine izin vermeyin,
herkesin girebileceği bir alan olmasın
- İhtiyacınız olmayan hiçbir eşyayı yatak
odanızda tutmayın
- Çok gerekmedikçe, yatak odanızın
resimlerinin insanların elinde dolaşmamasına özen gösterin. (Dergilerde
çıkan “özel alan” tanıtımları gibi)
Yatak odası, bizim
hayattan koptuğumuz alan olarak düşünülür. Her boyutta temiz, özenli ve sevgi
dolu olmasını sağlayın.
- Kaliteli bir 5 saat, kalitesiz 10 saatlik uykudan
çok daha doyurucu ve besleyicidir.
- Yatmadan hemen önce banyo yapın, günün gereksiz yüklerinden kurtulun ve iyi şeyler düşünerek uykuya dalın.
Seks (s53)
- Seks kişinin hayatla bağlantısını, başka bir kişi
üzerinden evrenle bağlantısını belirlemektedir. Uygun ve doygun duygularla
yapıldığında en önemli derin düşünme araçlarından biridir.
- Sekse dair içimizde barındırdığımız tüm kalıpların
gözden geçirilmesi, seksin utanç içerdiği, ayıp olduğu yargılarından
kurtulmak, kişiyi özgürlüğe taşıyacak çalışmaların başında gelir ve çok
önemlidir.
- Sevmediğinizi düşündüğünüz, sevgi hissetmediğiniz
birisiyle cinsel ilişkiye girmeyin.
- Seksi uyuşmak ve unutmak için kullanıyorsanız, buna
dikkat edin, hatta kullanmaktan vazgeçin, kullanmayın.
- Sekste olan şey, enerji boyutunda şudur; farklı ya
da benzer titreşimdeki iki beden birleşir ve orgazm anında (özellikle iki
kişi orgazmı aynı anda yaşıyorsa) bu iki enerji bedeni, tek bir enerji
bedenine dönüşür ve bundan hemen sonra da “o benim enerjim, al bu da
senin” demeye fırsat kalmadan, bu enerji topu, ortadan ikiye bölünür ve
taraflarca paylaşılır. İşte bu yüzden körle kalkan şaşı kalkar.
- Seks için seksten uzak durun
- İki ayna karşılıklı olarak birbirine tutulduğunda nasıl sonsuzluğa uzanan bir görüş olursa, iki kişinin de seksten alacağı his birbirlerinin üzerinden ve yardımıyla sonsuzluğa açılır olma hissi gibidir. Aynı hisse yoğun meditasyonla, bedeni ağır acıya maruz tutmakla, günlerce tüm insanlardan uzak kalan ve hiç konuşmadan ulaşan üstatlar da mevcuttur.
Regl Dönemi (s56)
- Kadın doğası, bedeninde bulunan en
iyileri ve en değerlileri, olası döllenmenin en sağlıklı ve mükemmel
şekilde olabilmesi için saklar ve döllenmenin olmadığı zamanlarda da regl
kanaması olarak bedeninden atar. Bu dönemde kadın 2 farklı travma yaşar;
- Döllenmediği için, psikolojik
olarak çöküş yaşar, Sanki işini yapamamıştır, becerememiştir, yeteri
kadar iyi değildir ve seçilmemiştir.
- Kadın, o dönemde biriktirdiği en
faydalıları bedeninden atar. Ne olduğunu anlayamaz ve kaybediş hissine
girer.
Bedenden atıklarının
aslında en önemlisi, sadece bedenin kendisinin ürettiği ve dışarıdan
alındığında aynı özellikleri taşımayan ve etkiyi vermeyen iyottur.
- Bu dönemde uygun ve düzenli beslenmeye özellikle özen gösterilmeli, vitamin ve mineral takviyeleri ihmal edilmemelidir.
Alkol-Sigara-Uyuşturucu-vs (s58)
- Bunların bedensel enerjinizi her şekilde
düşürdüğü konusunda net olmalısınız. “Bana kendimi iyi hissettiriyor”,
“Rahatlamamı sağlıyor” gibi söylemlerin hikâyeniz olduğunu
unutmamalısınız.
- Bu maddeler keyif vericiler olarak
çeşitli şekillerde sunulur, etrafımızdaki ve medyadaki kullanımıyla
desteklenir, deneme safhasına gelindiğinde bu kadar insan da yanılıyor
olamaz ki denilip aslen keyif vermeyen zamanlarda şartlar zorlanır ve
akabinde bedensel ve zihinsel bağımlılığa sebebiyet verilir. Bedene hiçbir
yararı yoktur.
- Kişiyi bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak uzaklaştırırlar.
Oksijen Alımı-Açık Hava-Spor (s59)
- Beden için nefes, çok önemlidir. Nefes
çalışmaları, ruhsal çalışmalarda çok önemli bir yer tutar ve ciddi bir
kolaylaştırıcıdır.
- Düzgün nefes alımı, kişinin özüyle
bağlantısını kolaylaştırır.
- Nefes çalışmalarında kişi, eski ve artık
işine yaramayan enerji blokajlarına çok hızlı ve efektif bir şekilde
ulaşabilir ve çok kolay bir şekilde bunları değiştirebilir.
- Spor beden için gerekli ve önemlidir. Bedendeki enerji akışını artırır, bedeni geliştirir, enerji blokajlarının kolay açılmasına yardım eder.
Masaj (s60)
- Bedene haftada bir sunulması gereken bir ihtiyaçtır.
- Cildimizin tüm bedenimizi kaplayan organımız olduğu
düşünülürse ona gereken ilgiyi ve korumayı vermelidir.
- Masaj, rahatlama, keyiflenme ve zindeleşme sunduğundan beden üzerinde etkileri büyüktür.
Ve Her Şey (s60)
- Bedenimizle ilgili ve bedenimizde
kullandığımız her şey bedenimizi etkiler. Tüm kıyafetlerinizden,
kullandığımız diş macununa kadar, ilaçlar, güzellik malzemeleri,
deterjanlar, uyuduğumuz yatak vb farkında olun
- Alışverişlerde en doğal olanına doğru
yönelin
- Başkalarının eşyaşlarını kullanırken enerji temizliğini yapın ya da yaptırın.
Ego Oyunları ve Şükran Prosesi (s62)
- Size saçma sapan bile gelen bir çalışmanın
etkinliği, o çalışmayı deneyimlemeden bilemezsiniz ve aslında bu sizin
yorum yapabilme yetinizi elinizden alır.
- Ego’muz değişimden hoşlanmaz. Ego sizi kendisiyle
bir zanneder ve siz her değişim için adım attığınızda, kendisinin ve tabii
ki sizin de öleceğinizi düşünür. Ama değişme konusunda niyetliysek onu
ciddiye almıyor olmamız gerekir.
- Olumlu düşünün der dururlar. Neden mi
düşünemiyorlar?
Şartlanmalarımız,
yaşam biçimimiz, eğitimimiz sonucunda yapılan araştırmalar göstermekte ki beyin
çalıştığı tüm zaman diliminin %97-98 kadarında olumsuz düşünmeye kaymaya şartlanmış
ve öyle düşünüyor
- Zihin, birden bire sürekli olumlu düşünmeye
başlayamaz. Onu eğiterek, sürekli olumlu düşüncenin içine çekilebilmesini
sağlayabiliriz.
- Zihin ne kadar olumlu düşünürse o kadar olumlu
yaratım yapar.
- Olumlu yaratımlar için egzersizler;
- Zihnin eğitilmesine, olumlu düşünme
oranını her geçen gün arttırmasına yardımcı olur.
- Bedensel enerjinizi yükseltir. Şükran
hissi, hisler sıkalasında en yükseklerde bulunan duygulardan biridir.
- Şükran projesi nasıl yapılacak?
Her gün 5dk.
Kendinize ayıracaksınız. Telefona bakmayacak, başka şeylerle
ilgilenmeyeceksiniz. Mümkünse sesli değilse sessiz hayatınızda şükran
duyduğunuz şeyleri 5 dk. Boyunca bölünmeden saymaya başlayacaksınız.
Ø
Sağlıklı
bir bedenim olduğu için şükran duyuyorum
Ø
Sevdiğim
işi yaparak para kazanabildiğim geçindiğim için şükran duyuyorum
Ø
Hayatta
var olan güzellikleri görebildiğim için şükran duyuyorum
Ø
Sevdiklerim
hayatta ve yakınımda için şükran duyuyorum
Ø
Değerli,
anlayışlı ve çok komik arkadaşların olduğu için şükran duyuyorum
Ø
İçinde
yaşanacak bir evim olduğu için şükran duyuyorum
….
Söylüyorsunuz. Beyin
5 dk. şükranda kalmamak için her oyunu oynayabilir. Oyuna gelmeyin.
- Şükran projesinin daha etkili olduğu
anlar vardır.
- Uykuya dalarken narkoz etkisi
gösterir. Yatağa girdiğinizde şükranlarınızı yaparak uyumanız
- Uykudan uyandığınızda yine beyin
dalgalarındaki değişim sebebiyle daha derinden etkiler ve yeni güne başlamadan
algınızı daha olumlu bir yere çeker.
- Araba kullanırken de etkilidir.
Gözün açık olduğu zamanlar beyin dalgalarının en etkin değişim gösterdiği
zamandır.
- Değişim sürecinde Ego’nun sesiyle iç
sesinizi karıştırmamak ve egonun korku salan ve değişimi manipüle etmeye
çalışan sesine rağmen yürümeye devam etmektir.
- Şükran projesi; antibiyotik alır gibidir. Yapmaya başladığınızda, gelişiminizi görmek için her gün düzenli yapmanız gerekmektedir. Bir gün bile unuttuğunuzda, çalıştığınız enerjiniz ve zihniniz, hemen geri kaçışlar yaşayabilir.
Benim Canım Egom (s67)
- Ego bebektir; ilgilenmek, dinlemek ama
karar aşamasına gelindiğinde çok ciddiye almamak gerekir.
- Değişiminizi durdurmak için
manipülasyonda aslında tek amacı vardır; sizi korumak, kendince ölmenizi engellemek.
- Her yeni şeye başladığınızda, içinizde
sizi kemiren; “yapamazsın! Ne gerek var ki? Türünden sesler duyduğunuzda
tüm gürültüyü çıkartan değişim ve ölümü bir tutan, egonuzdur. Sesi ilk
duyduğunuzda “seni duyuyorum” demeniz çok önemli krize girip çığlık atmaya
başlamaması için. Tam gözünün içine bakarak; “Seni duyuyorum hayatım ama
bir sorun yok, ben hallederim, güvendesin.” Demeniz çok önemli.
- Ego sadece 21 gün konuşur. 21 gün dayanabilirseniz, bildiğinizi yapıp devam ederseniz, o yeni olan şeyi hayatınıza sokup korumayı becerebilirseniz Ego bu sefer çılgınlar gibi onu korumaya başlar.
Çakralar (s70)
- Doğduğumuz günden beri yaşadığımız her şey, bizde duygu yaratır. Eğer bu yaratılan duygu doğru şekilde yaşandıysa, bedenin üzerinden de akar ve gider. Duygu anda yaşanmıştır. Akışın içinde var olmuş ve gelecek anların olumsuz şekilde etkileyecek bir sorun oluşturmamıştır. Ama bazı durumlarda; çok korktuğumuz, çok kızdığımız, çok utandığımız, söylemek istediklerimizi söyleyemeden kaldığımız, nefret ettiğimiz gibi durumlarda, bu enerjinin akışını doğru şekilde sağlayamayız ve bunu bedenimizde tutmaya devam ederiz. Kendini doğru şekilde ifade edemeyen her his enerji akışının bir yerinde düğüm oluşturur.
- Temel olarak 7 çakra vardır. Bedenimizde
ve tüm enerji alanımızda değişik büyüklüklerde binlerce çarka
bulunmaktadır.
- Kişi bir anlık bile olsa, kendi
yarattığı koruma alanı olmadan, tehdit saydığı gerçeklikle kalabilir.
Düşünce kalıbı temizlenmediğinden, kişi olası en kısa şekilde kalıbını
aktive edecek ve çakranın akış düzenini yine bloke edecektir.
- Düşünce kalıbı temizlenmeden
dışarıdan müdahaleyle çakraların temizlenmesi komedidir. Dışarıdan alınan
müdahale belki 12-18 saat etkili olabilir.
- Kişi, kendi kendine çarka
temizliğini öğrenmelidir.
- Sizden yardım istenmeden ve
haber vermeden, sakın ve sakın insanlara enerji, şifa vb. vermeye
kalkmayın.
- Kök Çakrası; Kuyruk sokumuna çok yakındır. Tüm
gücümüzü, yaşamda ilerleyebilme ve kararlar alabilme dirayetimizi kök
çakrasından alırız. Kök çakrasındaki akışta daralma olan insanların, mor
renge doğru çekildikleri, mor kıyafetler giymek istedikleri, mor eşyalar
almaya başladıkları gözlenmiştir.
- Seks Çakrası; Hayatta keyif
aldığımız her şeyi temsil eder. Dışarıdan gözüken rengi turuncudur. Dişil
bir enerjisi vardır ve kadınları etkileyişi çok farklıdır. Yaratıcılık,
tamamen bu alanda gizlidir. Kadınlarda büyük sorunlar yaratabilir; çünkü
bazı kültürlerde kadınlar hep etrafını beslemek ve kendilerini yok saymak
üzere eğitilmişlerdir. Bu bölgenin aktif olmaması ya da düzgün çalışmıyor
olması, kendini unutkanlık olarak gösterir.
- Solar Plexus
Çakrası;
Kaburgaların birleşim yerinin hemen altındadır. Tamamen dünyasal olan
kişisel güç, buradan gelir. Bu çarka düzgün çalıştığında üçüncü göz
çakrasını da kendiliğinden aktive etmeye başlar. Temizlenmemiş tüm negatif
hisler buraya birikir. Bu bölgeye uygulanacak herhangi bir tensel temasta
çok dikkatli olmak gerekir, bazı duyuları aktive edebilir. Masajda ya da
sevişirken ağlayan insanların açıklaması buradan gelmektedir. Bastırılmış
hisler negatif kalıpların yarattığı duygusal tetikleme, kendiliğinden ve
kontrolsüz ortaya çıkabilir. Ağlama başladıysa, yapılacak en mantıklı şey,
onu kendiliğinden durmadıkça durdurmamak olacaktır.
- Kalp Çakrası; Sevgiyi
deneyimleme ve deneyimletme tecrübesinden etkilenen çarkadır. Kalbin biraz
daha sağ tarafında kendini gösterir. Sol taraftan yapılan sıkı, içten bir
sarılma bile, bu bölgeyi aktive eder ve besler. Sevgi, affetmek, takdir
etmek, şükran duymak bu çakrayı besler ve düzgün çalışmasını sağlar.
Negatif hislerin bedende fazla taşınıyor olması, bağışıklılık sistemini
zayıflatır.
- Boğaz Çakrası; Boğaz
bölgesindedir. Rengi mavidir. Dünyayla kurduğumuz tüm ilişki, kendimizi
dünyaya ifade ediş şeklimiz bu bölgeyi etkiler. Düzgün çalışmadığını, boğaz
ve boyunda oluşan hasarlardan anlayabilirsiniz. Kişinin korkularından
sıyrılıp kendi gerçekliğine yol alması ve ifade etmesi bu çakrayı düzene
sokacağından, tüm bu rahatsızlıkları ortadan kaldırabilir. Söylemek
istediğiniz ama söyleyemediğiniz şeyleri, illa da muhatap olduğunuz insana
söylemeniz gerekmemektedir. Bu enerjiyi yazarak, kendi kendinize konuşarak
da bedeninizden atabilirsiniz. Dengeleme düzgün yapıldığında ruhani
rehberler, sizinle bu çarka üzerinden iletişim kurarlar.
- Üçüncü göz
çakrası;
Alnın tam ortasındadır. Duru görü ve bilinmeyeni bilme, görünmeyeni görme
bu çakranın aktive olmasıyla olur. Yeni doğan çocuklarda bu çarka
genellikle açıktır. Eğitim ve inanç sistemleri aktivasyonu devreye
girdikçe, yavaş yavaş kapanmaya başlar.Düzgün çalışmasına geri dönmesi
için, inanç sistemleri, üzerinde çalışmak, bütünlük aralığını birebire
indirgemek için çalışmalar yapmak gereklidir. Çok yoğun enerji akımı
verilerek de açılması mümkündür. Bu çakranın düzgün çalışması için,
koşulsuz ve saf sevgi olmazsa olmazdır. Koşulsuz sevgi, kişinin dıştan
görünen maskeleriyle değil, ruhuyla bağlantı kurmak, kişinin ruhunu kendi
ruhuyla görmek demektir. Şifalandırma çalışmalarında yine bu çarka
kullanılmaktadır. Şifacının bu çakrası ne kadar temizse şifa etkileşimi o
kadar etkili olur. Üçüncü göz çakrası, kendimizle olan bağlantı
noktamızdır.
- Taç çakrası; Kozmik farkındalık kapısına bu çakranın düzgün işleyişiyle ulaşılır. Düzgün çalışma alanında siz, sadece bilirsiniz. İşleyiş sağlıklı olduğunda, mor ya da beyaz olarak kendini gösterir. Tüm diğer boyutlara, bu çakranın düzgün çalışmasıyla ulaşılabilir.
Sağlıklı Olmak Ne Demektir?
- “Hastalık yok, her şey illüzyon, ben
düşünce gücümle her şeyi çözerim” safsatasına asla girilmemelidir.
Beden-Zihin-Ruh, zaten o bilinçte olabilseydi, hastalık yaratmazdı.
- Yaratılmış ve artık kendini göstermiş
bir hastalıkta, kesinlikle doktora danışılmalıdır.
- Genetik olarak çocuklara sunulan şey, hastalığın kendisi midir, yoksa hücresel hafızada çocuğa geçen babasının düşünce kalıpları mıdır? Bir çocuk, bu düşünce kalıbını aktive ederken, diğer çocuk aktive etmediğinden birinin hastalanıp, diğerinin hastalanmaması mümkünmüdür? Düşünmek gerek.
Hastalıkla İlgili Düşünce Sistemlerine Genel
Bir Bakış
- Bağırsaklar; Bağırsaklarla
ilgili sorun yaşamayan kişiler genelde;
- Hayatı ve hayatsal oluşumları
çok fazla eleştirmeyen
- Kalıpsal ve dönemsel mükemmellik
anlayışına çok fazla takılmayan
- Hayatın ona sunduğu lezzetle kabul edip, alması gerekeni alan ve işine yaramayanı zamanında tüküren kişilerdir.
- Kabızlık; Duygularınızı göstermekten korkuyorsanız, birçoğunu ya da hepsini kendinize saklıyorsanız, paylaşma sorununuz varsa, artık kullanmadığınız halde hiçbir eşyanızdan ayrılamıyorsanız, hayatı ve insanları yargılıyorsanız, bir şeyi veya bir insanı zamanının geldiğini bildiğiniz halde bırakamıyorsanız, sizin için tuvalete gitmek, zaman zaman çok sancılı bir süreç olabilir.
- İshal-Kusma; Bir düşünceyi,
bir oluşumu ya da bir değişimi kabul etmek ve sindirmek yerine, bunu ani
olarak reddettiğinizde, bu reddediş ve kabul etmeyiş kendini bu şekilde
gösterir.
- Şişmanlık;
- Korunma ihtiyacını gösterir.
Sanki dışarıdan size gelecek tüm zararlara karşı, bedeninizin üzerine bir
katman örersiniz.
- Bir şey kaybettiğinizi
düşündüğünüzde, zihin bunun yerini hemen doldurmak ister, ani kilolar
alınabilir.
- Hayat sürecindeki ani
değişimlerde kilo alındığı görülebilir.
- Hayal gücü mevcuttur, yaratıcı
güç oradadır ama harekete geçip yaratmak adına kullanılmadığında, bu da
kişiyi şişirebilir.
- Dünyaya uyum sağlamakta zorlanan bir ruh, sürekli olarak bedeni terk etmeye meyillidir. Kişi, yine kendini bilinçsiz olarak bir koruma mekanizması yaratır.
Bölgesel Yağlanmalar
- Bel Bölgesi; Bu bölge, tüm
duyguların tutulduğu bölgedir. Sorumluluklarınızın arttığını düşündüğünüz
dönemlerde bu bölgede yağlanma olduğu gözleyebilirsiniz. Bel, isteklerin,
tutkuların, arzuların konumlanma merkezidir. Zevkin yaşanmasına imkân
veren bölgedir. Hayata karşı tutularınızı bastırdığınızda, kendinizi özgür
hissetmediğinizde, istediğiniz şeyleri istediğiniz gibi yapamadığınızda
bel bölgesi genişler.
- İş Adamı Göbeği;
İş
adamlarının, iş hayatında aktif olmaya başladıklarında göbek bölgesinde
yağlanmanın da oluşmaya başladığını görürsünüz.
- Evlilik Göbeği; Evlendikten
sonra göbek bölgesinde yağlanma başlayabilir. İki kişi sürekli birbirini
kontrol etmeye çabalar ya da kişi evlilikle beraber kendi özgürlüğünü
kendisi kısıtlamaya başlar. Bu da yağlanmaya neden olur.
- Annelik Göbeği; Bazı anneler doğumla beraber bebeğin ve anne olmanın eski özgürlüklerini ellerinden aldığına inanır. Bu inanış yaşantılarına yansır ve akabinde bu enerji akışındaki hasar, bedende tutulmaya başlar. Bu da yağlanmaya neden olur.
Bedenin su tutması ve şişlikler
Bir şey
olur ve siz ne olduğunu açık zihinle anlayamadan beden kendini korumak için su
tutmaya başlar. Ani özgürlük kısıtlamalarında, ani hayatsal değişimlerde benzer
tepkiler görülebilir.
Kalça ve Baldırlar
Risk
alma kabiliyeti olmayan kişilerde bu bölgede yağlanma olur. Başkalarına ve
başkalarının kararlarına bağımlı yaşarlar. Kendilerini tanımlarken “cesur”
kelimesini hiç kullanmazlar.
Gögüsler
- Kadınların kendilerini ifade ettikleri
bölgelerden biridir. Dişilik, başkalarını besleme, vericilik, şefkat
burada toplanır. Göğüslerinde gurur duyan bir kadın gördüğünüzde,
dişiliğinden de gurur duyan bir kadınla karşı karşıya olduğunuzu
anlayabilirsiniz.
- Sarkık göğüsler; Kadınlığınıza
güvenmediğinizde, duygusal olarak başkalarına bağımlı hayatlar
yaşadığınızda yer çekiminden daha etkili bir sonuca sebep olur.
- Göğüsteki kistler; Ciddi bir yara alındığının göstergesidir. Sevgide aldatılmışlık hissi, sebebini bilmediğiniz bir terk ediliş ve bunu kadınlığındaki eksiklikle birleştirmesinin sonucu olabilir.
Kadın Üreme Organları
Bu
bölgede sorun yaşanıyorsa yaratıcılığınızı bastırıyorsunuz demektir. Bu çocuk
doğurmak da olabilir, resim yapmamak, kitap yazmamak da olabilir.
Sistit
Bu
hastalığın bedensel olarak oluşabilmesi için cinsellik, utanç ve suçluluk
duygusunun aynı kapta pişmiş olması gereklidir.
Rahim
Toplumsal
düşünce kalıplarının arasında sıkışıp kalmış kişiler bu bölge ile alakalı
sorunlar yaşayabilirler.
Vajina
Zevkin
en yoğun yaşandığı ve ifade edildiği bölgedir. Seksle ve seksten keyif almakla
alakalı sorunlar yaşıyorsanız, dönüp hayatınıza bakmanız gerekiyor.
Regl Dönemi
Eğer
değişime ve dönüşüme açıksanız, bu dönemi hiç sorun olmadan atlatıyorsunuz.
Deri Hastalıkları
“Yaklaşma,
uzak dur, bana zarar verebilirsin, sana zarar verebilirim, hayatıma girme”
demenin başka bir şeklidir. Hayatlarına zor insan alırlar.
Enerji Kemirici Duygular
- Dualite, sadece algısal bir
şartlanmadır.
- Hisler, bizim izdüşümümüzü gösterir. Kendi içlerinde iyi ya da kötü değildirler. Bize kendimizi iyi ya da kötü hissettirdikleri için bu damgayı yerler.
Utanç Duygusu
- Kişinin kendini reddetmesinin en açık
halidir. Sonradan öğretilmiş dayatma bir duygudur.
- Çocuklara ayıp olarak öğretilen her şey, içinde yaşadığımız yıla, ülkeye, sosyal çevreye vs. göre hep ve her zaman değişmektedir.
Suçluluk Duygusu
- Suçluluk duygusunun size hizmet
etmediğini anlamanız, bir tercih yapmanız gerektiğinin farkında olmanız
gerekir. Tercihinizi suçluluk duymak yerine hatanızdan öğrenmek şeklinde
kullanabilirsiniz.
- Suçluluk duygusu da bize sonradan öğretilmiştir.
Kıskançlık
- İçten içe insanı yiyen ve çok rahatsız
eden bir histir.
- Kendini olduğundan aşağı gören insanın
girebileceği bir histir.
- Beğeni, gıpta etmek başka şeylerdir. O
hisler kişiyi büyütür, gelişmesine yardımcı olur.
- Hasret ve kıskançlık ise kişiyi küçülten hislerdir.
Öfke
- Çok güçlü bir enerjidir. Bedenden düzgün ve
kontrollü çıkarılmadığında, kişiyi ve bedeni çok olumsuz bir şekilde
etkiler. Kişi, öfke yönetimine sahip olmalıdır.
- Öfke sizi kontrol ediyorsa, içinde bulunduğunuz
kalabalıktan uzaklaşmanız ve yalnız kalmanız, bir süre için en mantıklısı
olabilir.
- Öfke enerjisinin bedeninizde kalmaması,
hastalıkların oluşmaması açısından çok önemlidir.
- Öfke, görüşü azalttığı gibi, duyumu da neredeyse yok
eder. Öfkeli insana laf anlatmanız bu sebeple hemen hemen imkânsızdır.
- Öfkeli insandan kendinizi korumak için ellerinizi önünüzde bağlamak ve otururken bacak bacak üstüne atmak olabilir.
Acıma
- Birisine acımayı seçtiğiniz zaman, aslında en
derinden yaptığınız şey;
1.
Büyük
resmi kaçırıyor olmanız
2.
Deneyiminizi
ve doğal olarak kendinizi o kişiden daha üstün görüyor olmanızdır.
- En olumsuz ve kişiyi en daraltan hislerden biridir.
Üzerinde çok derinden çalışmak gerekir.
- Kendinize doğru olan yolculuğunuzda
size kötü hissettiren duyguların peşinden giderseniz ve kesinlikle
işinize yaramayan bir düşünce kalıbıyla karşılaşırsınız.
- İnsanların oyunlarına gelip, onların istediğini yapan kişi değil, kendi hayatını yöneten kişi konumuna geleceksiniz.
Manipülatif Davranışlar
- Dikkat etmeniz gereken alan, sadece size bunları
kimin yaptığı değil, aynı zamanda sizin bu oyunları kimlere oynadığınızdır.
- Eğer biz birisi ya da birileriyle bir şey
yapıyorsak, oyunun kurallarını bir yerde belirlemişiz demektir. Sonra
kişilerden biri ya da bir kaçı bu oyunu değiştirmek ister. İşte o zaman
karşı taraftakiler sizi daha önce koyduğunuz kuralların içinde tutmak,
oyunu değiştirmenizi engellemek, bir bakıma gelişiminizi durdurmak için
peşi sıra aşağıdaki teknikleri sıralamaya başlarlar.
- Tehdit
Etme;
Tehdit korku yaratmaktır. Korku insanın hareket etme ve mantıklı düşünme
kabiliyetini elinden alan hislerden biridir. Kişi korkmak yerine gücünde
kalmayı seçerse, karşısındaki kişi %99 tehdit ettiği eylemi
gerçekleştiremez. Çünkü amacı başını belaya sokmak değil, istediğini
almaktır.
- Duygu
Sömürüsü;
Amacı suçluluk duygusu yaratmaktır. Karşınızdaki, sizde suçluluk duygusu
yaratmak için çeşitli saçma cümleleri ardı ardına sıralayabilir. Eğer
hissi olarak içine düşmez, oltaya takılmaz ve dışarıdan gözlemci olarak
bakabilmeyi becerirseniz, çok eğlenebilirsiniz. Yok, eğer karşınızdaki
başarılı olup size kendinizi suçlu hissettirmeyi başardıysa, enerjinizi
düşürmüş ve tekrar eski oyununuzun içine düşmüşsünüz demektir.
- Sözler
ve Zaman İstemek; Amacı vakit kazanmak ve yavaş yavaş enerjinizi
düşürmektir. Mutsuzluğun, uzun vadeli enerji düşürücü özelliğine güvenir.
“Bana biraz zaman ver”, “sana söz veriyorum dünyanın en anlayışlı adamına
dönüşeceğim” vb. Daha ne olduğunun farkına bile varmadan, kendi gücünüzde
durduğunuzu düşünürken, yıllar sonra bir bakarsınız, hayatta tutkuyla
arzuladığınız hiçbir şeyi yapamamış ya da yapmak için çaba sarf
etmemişsinizdir.
- Sebep Sonuç İlişkisine Dayandırma; Karşınızdakinin istediği, hayata kendi baktığı pencereye doğru sizi çekmektir. Karşınızdaki, çeşitli sebeplerden sizi dahil ettiği durumda söylediklerini yapmıyorsa ve aslında kendisine taahhüt ettiği şeyleri yerine getirmiyorsa, bu onun sorunudur. Siz bu kişiyle olmaya devam ederken, kendinize verdiğiniz taahhütleri bozuyorsanız bu da sizin sorununuzdur.Tüm bu durumlarda yapmanız gereken karşınızdaki insanı yargılamak değildir. Sadece oyunun yaratıcısı, kurucusu, oyuncusu olduğunuzu unutmayın ve neye karar verirseniz verin bunun keyfini çıkarın.
Tatlı Küçük Öneriler
- Rastlantı diye bir şey yoktur.
- Siz istemediğiniz ve izin vermediğiniz
sürece kimse sizin enerjinizi düşüremez.
- Anda kalın, anda yaşayın, anda kararlar
verin, anı kutsayın, ana şükredin.
- Gelecek belirsizdir. Anda vereceğiniz
kararlarla şekillenir.
- İnsanlara söylediğiniz şeylere dikkat
edin. Bundan daha çok sözlerin üzerine yüklediğiniz enerjidir.
- Bir yerde kendinizi iyi hissetmiyorsanız,
beslenmiyorsanız, büyümüyorsanız, belki kalkıp gitme zamanı gelmiştir.
- Çocuklarınızla ilişkilerinizde, konuşan
değil, örnek olan olun.
- Farklı kültür, farklı bakış açısı,
farklı yaşantılardan gelen insanlarla paylaşım içinde olmak sizi
zenginleştirir.
- Çocuklarınızın hayatı deneyimlemesine
izin verin.
- Uçakta meditasyon yapmayın.
- Kendinize iyi davranın.
- Çok su için
- Cep telefonuyla fazla konuşmayın.
Temmuz
/ 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder